Çarşamba 19 Mart 2025 - 17:50
Mahfil: Bir Ümmetin Kur’ani İnançlarının Tecellisi

Havza / Kur’an uzmanları ve akademisyenlerin de kabul ettiği üzere Mahfil programı, özel televizyon yayıncılığının gurur kaynağı olarak, Kur’an-ı Kerim’in öğretileri ve hikmetlerinden faydalanarak nasıl bir programın hazırlanabileceğini göstermiştir. Bu sayede sadece bir milletin değil, daha doğru bir ifadeyle, tüm bir ümmetin Kur’ani inançlarını yansıtan bir yapım haline gelmeyi başarmıştır.

Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, bu yıl da Ramazan ayında ekranlara gelen “Mahfil” programı, özel yayıncılık açısından parlak bir örnek olarak öne çıkmış ve televizyon camiası için bir gurur kaynağı olmuştur.

Bu program, Kur’ani ve irfani konuların sanatsal ve estetik yönlerini başarılı bir şekilde yansıtırken, aynı zamanda bazı asılsız iddiaların aksine, İran halkının dini inançlarının ne kadar sağlam ve örnek teşkil eden bir seviyede olduğunu gözler önüne sermiştir. Bu güçlü inançların yalnızca bir kısmı, Kanal 3 ve Kur’an TV ekranlarında izleyiciyle buluşan bu programda kendini göstermektedir.

Alanında uzman bir akademisyenin ifadesiyle, dini sanatlar, birçok sanat tarzı ve akımının temelini oluşturmuş ve “Mahfil” programı da bu çizgide ilerleyerek başarılı olmuştur. Özellikle, birkaç yıldır tekrar eden formatıyla etkisini kaybeden iftar öncesi programlara taze bir soluk getirmiştir. Örneğin, uzun yıllar Ramazan programlarının simgesi haline gelen “Mâh-e Asal” programı, son yıllarda etkisini kaybederken, “Mahfil” yeni bir başarı hikayesi yazmıştır.

Geçmiş ve Gelecek

Geçmişe kısa bir bakış attığımızda, “Mahfil” programının ilk sezonunun yapımcı Seyyid Muhammed Hüseyin Haşimi Golpayegani tarafından 1444 Hicri Ramazan’ında, yani 2023 Miladi yılı Nisan ayında hazırlandığını görmekteyiz. Program, Kanal 3 ve Kur’an TV’de eş zamanlı olarak yayınlanmış ve bir sunucu ile beş uzmandan oluşan bir ekip tarafından sunulmuştur. Uzmanlar, İran, Suriye ve Irak’tan gelen Kur’an âlimleri ve akademisyenlerden oluşmaktadır.

O dönemde ve bugüne kadar programın sunuculuğunu Resalet Buzeri üstlenmiş olup, gerçekten de bu zorlu ve emek isteyen görevi başarıyla yerine getirmiştir.

Programın ilk sezonunda yer alan uzmanlar arasında Hasaneyn el-Hilu, Rıdvan Derviş, Ahmed Ebü’l-Kasimi, Hamed Şakernejad ve Hüccetü’l-İslam Gulamrıza Kasimiyan bulunmaktaydı. İkinci sezon ise 2024 yılının Mart ayında başladı ve Nisan ayına kadar devam etti. Bu sezon için Mısırlı bir kıraat uzmanının da ekibe katılması planlanmış, ancak Mısır hükümeti bu katılıma izin vermemişti.

Bu yıl yani üçüncü sezonda ise Afganistanlı Seyyid Celal Masumi, Rıdvan Derviş’in yerine programa dahil oldu.

Kur’ani Yaşam Tarzını Yaygınlaştıran Bir Program

Hüccetü’l-İslam Muhammed Resul Behramiyan’a göre, “Mahfil” programı her şeyden önce, Kur’an ve İslam’ın saf öğretilerini merkeze alarak, geniş kitleler için hem ilgi çekici hem de akademik çevrelerden takdir toplayan bir yapım üretmenin mümkün olduğunu ispatladı.

Hüccetü’l-İslam Behramiyan ayrıca şunları ekledi:

“Mahfil, yalnızca eğitim ve kültürel bir program olmakla kalmayıp, aynı zamanda Kur’an’ın temel ilkeleri ve kavramları doğrultusunda İslami bir yaşam tarzını yaygınlaştıran bir yapımdır. Üç yıldır aralıksız yayınlanan ve İran halkı başta olmak üzere, bazı İslam ülkelerinde de büyük ilgiyle takip edilen bu program, Kur’ani değerleri televizyon aracılığıyla halka ulaştırmayı başarmıştır.”

Tüm Kur’an Dostları İçin Bir Mahfil

Hüccetü’l-İslam Muhammed Resul Behramiyan, “Mahfil” programının yapımcılarını ve destekçilerini, Kur’ani düşüncenin toplumda yaygınlaşmasına sağladıkları katkılardan dolayı takdir etti ve şu ifadeleri kullandı:

“Bu programın en önemli özelliklerinden biri, toplumun tüm kesimlerini hedef almasıdır. Sadece belirli bir gruba hitap etmeyen ‘Mahfil’, herkes için faydalı olabilecek içerikler sunuyor. Dolayısıyla burada artık sınır ve milliyet kavramları anlamını yitiriyor. Nitekim bu program, özellikle İslam dünyası olmak üzere birçok ülkede ilgiyle izlenmiş ve uluslararası düzeyde de büyük bir beğeni kazanmıştır.”

Kur’ani ve dini inançların güçlendirilmesi, bu tür programların en büyük kazanımlarından biridir. Hüccetü’l-İslam Behramiyan, “Huseyniye Meali” gibi programların da benzer bir etkiye sahip olduğunu belirtti. Ancak bu tür yapımların gelecekte de etkili olabilmesi için yaratıcı ve özgün yaklaşımlar sergilenmesi gerektiğini vurguladı ve Kur’an’ın manevi etkisine dair bir anekdot paylaşarak şunları ekledi:

“Hafızlık ve tertil alanında bir hocamız vardı. O, bize her zaman şöyle derdi: ‘Kur’an’ı sadece lafzen dahi okusanız, anlamasanız bile, yine de onun size büyük faydaları ve bereketleri olur. Çünkü Kur’an’ın nurani sayfalarına göz gezdirmek bile insanda derin bir dönüşüm yaratır ve zamanla bireysel ve toplumsal hayatına etkisini gösterir.’”

Mahfildeki Üstat ve Uzmanların Dikkat Çeken Görüşleri

Kısa bir süre önce, “Mahfil" programının bazı uzmanları, “Vatan Emruz” gazetesiyle bir röportaj gerçekleştirdi. Bu söyleşide dile getirilen önemli noktaları paylaşmak faydalı olacaktır.

Hasaneyn el-Hilu, Kur’an kıraati hocası ve Hz. Abbas (a.s) Türbesi’nin hizmetkârı, bu röportajda şu ifadeleri kullandı:

“Her yıl, ‘Mahfil’ programının zirveye ulaştığını düşünüyoruz, ancak Allah, bize daha büyük bereketler bahşediyor. Bu yıl da gerçekten olağanüstü gelişmelere tanık olduk. Yıllardır Hz. Abbas (a.s) Türbesi’nde hizmet verirken, hep şu hayali kurardım: ‘Keşke bir program yapılsa ve Kur’an-ı Kerim, ailelerin kalbine taşınsa.’

Bugün, hamdolsun, bu hayal gerçeğe dönüştü. Programın sadece İran’da değil, Irak, Lübnan, Pakistan ve hatta Avrupa’daki izleyiciler tarafından da büyük ilgiyle takip edildiğini görüyoruz.

Bir Londralı aile, bana mesaj atarak çocuklarının ilk kez “Mahfil” programı sayesinde Kur’an’a ilgi duyduğunu anlattı. Necef’ten bir hanımefendi ise, programdan etkilendiği için artık her gece çocuklarıyla birlikte Kur’an okumaya başladığını söyledi. Hz. Abbas (a.s) Türbesi’nde hizmet verirken de İranlı ziyaretçilerin ilk sorduğu şeyin “Mahfil” olması, bu programın artık sadece bir televizyon yayını değil, kültürel bir harekete dönüştüğünü gösteriyor.

Programın jüri üyelerinden olan el-Hilu, Kur’an’ın sonsuz bir deniz gibi olduğunu ve “Mahfil”in bu deryada yalnızca küçük bir kayık olduğunu belirterek şunları ekledi:

“Her gün, Hz. Abbas (a.s) Türbesi’nde Kur’an’ın hayatlara dokunuşuna dair yeni hikâyelerle karşılaşıyorum. Bazen bir genç, sadece bir ayeti duyduğunda hayatının değiştiğini anlatıyor. Bazen de bir aile, Kur’an’ı rehber edinerek yaşamlarında yeni bir sayfa açıyor.

Size samimi bir şey söylemek istiyorum: Bir ‘Mahfil’ videosunun sosyal medyada 100 milyon izlenmeye ulaştığını gördüğümde, elbette büyük bir mutluluk duyuyorum. Ancak bu sadece bir rakamdan ibaret. Asıl önemli olan, programın insan hayatında nasıl bir değişim yarattığıdır.”

Günümüzün Kur’an Mucizeleri Hikâyeleri

Üstat Ahmed Ebü’l-Kasemi, 40 yıl süren Kur’an hizmeti boyunca yaşadığı deneyimlerini paylaşarak şu şekilde konuştu:

“Kur’an alanında 40 yıl hizmet ettikten sonra, toplumu bu kadar derinden etkileyen bir şeyle karşılaşmamıştım. Her gün, “Mahfil” programının etkisiyle karşılaştığım yeni bir hikâye oluyor. Her bir hikâye, aslında bir çeşit ilahi mucize gibi.”

Ebü’l-Kasemi daha sonra şöyle devam etti:

“Bir gün çok güzel bir anı yaşadım; bir anne, gözleri dolu bir şekilde, oğlunun önceki yıllarda Kur’an’a ilgisi olmadığını ancak “Mahfil” programını izledikten sonra kendi isteğiyle hafızlık sınıflarına katıldığını anlatıyordu. Bir başka örnek ise, küçük bir şehirde yaşayan bir gencin, “Mahfil”i izledikten sonra kendi Kur’an enstitüsünü kurmaya karar vermesiydi. Bu tür hikâyeler, gerçekten toplumda yeni Kur’an hareketlerinin başlamasına vesile oluyor.”

Ebü’l-Kasemi, bu yıl programa katılan bazı konukların da önceki sezonlarda “Mahfil”i izledikten sonra büyük değişimler geçirdiklerini anlattıklarını belirtti ve şu şekilde devam etti:

“Bunlardan bir tanesi, kendisinin de bir genç olarak Kur’an ile nasıl bir yaşam sürdüğünü görünce, Kur’an’ın günümüz yaşamına nasıl entegre olabileceğine dair bir inanç geliştirdiğini söylüyordu. Bu, programın etkisinin bir dalga gibi yayıldığının açık bir göstergesidir.”

Mahfil Programı, İranlı Olmayanlar için de Ciddi Bir Hedef Kitle Olmuştur

İran’ın önde gelen Kur’an karilerinden Hamed Şakernejad, programın önemli yeniliklerini paylaşarak şunları söyledi:

“Bence “Mahfil”in en büyük yaratıcı yönü, Kur’an’ı günlük yaşamla birleştirmesidir. Yıllardır yalnızca tilavet ve yarışmalarla sınırlı kalan Kur’an programları vardı, ancak Mahfil, Kur’an’ın her anımızda nasıl var olabileceğini gösterdi.”

Şakernejad ayrıca programın uluslararası alandaki genişlemesi hakkında da konuştu ve şöyle ekledi:

“Pakistan’a gittiğimizde, halkın programımıza ne büyük bir heyecanla katıldığını gördük ve Mahfilin sadece İran sınırlarında değil, çok daha ötesine geçtiğini fark ettik. Gittiğimiz her ülkede, Kur’an’ın kalpleri nasıl birleştirdiğini gözlerimizle gördük.”

Şakernejad sözlerine şöyle devam etti:

“İlginçtir ki bazı yolculuklarımızda, Farsça bilmeyen insanlarla karşılaştık. Ancak bu kişiler, Mahfili sosyal medyada izleyerek, programla derin bir bağ kurduklarını ifade ediyorlardı. Bu durum, Kur’an’ın dilinin coğrafi ve dilsel sınırların ötesine geçtiğini kanıtlıyor. Ayrıca programın sunum tarzındaki farklılığa da dikkat edilmesi gerekir. Mahfil, Kur’an’ın özünü koruyarak, modern ve çekici bir program yapabileceğini ispatladı. Bu geleneksel ile moderniteyi harmanlama şekli, Mahfil’in başarısının sırlarından biridir.”

Seyyid Muhammed Mehdi Musavi

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha