Havza Haber Ajansı’nın İsfahan’dan aktardığına göre, Ayetullah el-Uzma Hüseyin Mezahiri bürosu tarafından yayımlanan konuşmasında “Allah’ım! Akıbetimizi hayırlı kıl” zikrinin farklı yönlerini ele alarak özellikle Kadir Gecelerinde bu zikrin önemini vurguladı ve şöyle buyurdu:

“Bu zikir, derin anlamları ve büyük manevi etkileri nedeniyle sıkça tekrar edilmelidir.”

İsfahan İlim Havzası Müdürü, bu zikrin farklı manevi boyutlarına değinerek ilk anlamının bağışlanma dilemek ve cennete girmek olduğunu belirtti. İnsan, Allah’tan kendisini ve yakınlarını hayır ve saadet dolu bir yolda sabit kılmasını ister. İkinci anlamın ise özellikle günümüzde daha önemli hale geldiğini vurgulayarak, imanın korunması gerektiğini ifade etti. Zira günümüzde dini inançlara zarar vermeye yönelik fikrî saldırılar, yanlış düşünceler ve din düşmanlarının komploları bulunmaktadır.

Ayetullah el-Uzma Mezahiri, bu zikrin üçüncü anlamının ölüm anında Hz. Ali (a.s.) ile karşılaşmak ve onun rızasını kazanmak olduğunu belirtti. İnsan, can verirken Hz. Ali (a.s.)’nin şefaatine nail olmayı ve onun sevgisinden nasiplenmeyi dilemelidir.

Zuhur ve Recaat ile Bağlantı

Dördüncü anlam olarak, bu zikrin İmam Mehdi’nin (a.f.) zuhuruyla bağlantısını ifade ederek, Allah’ın vaadi gereği onun gelişiyle dünyada bir cennet düzeninin kurulacağını belirtti. İnsan, bu kutsal dönemde bulunmayı ve ona eşlik edebilmeyi Allah’tan istemelidir.

Beşinci anlamın ise rivayetlerde sıkça geçen “recaat” (geri dönüş) kavramına işaret ettiğini söyledi. Bu kavrama göre, bazı müminler tekrar dünyaya dönerek Ehlibeyt’in hükümetinde yer alacaktır.

Ayetullah el-Uzma Mezahiri, zikrin altıncı anlamına değinerek şöyle buyurdu:

“Kıyamet gününde, Hz. Ali (a.s.) kulların alınlarına velayet mührünü vurabilir ve onları Kevser’e yönlendirerek kâmil insan mertebesine ulaştırabilir. Cennette kullar, bedensel nimetlerin yanı sıra, Allah’ın selamı gibi manevi lütuflardan da faydalanırlar.”

Taklit mercii Ayetullah el-Uzma Mezahiri, en yüksek manevi makama işaret ederek şunları söyledi:

“Bu makamda kişi, cennette duraklamaz aksine Allah’a doğru seyrine ve O’na yakınlık makamına ilerlemeye devam eder. Bu yolculuk ‘minel hakk ile’l hakk’ olarak adlandırılır ve bu yolda atılan her adım, cennet nimetlerinden daha değerlidir.”