Havza Haber Ajansı'nın Reşt'den bildirdiğine göre, Gilan halkının Uzmanlar Meclisi'ndeki temsilcisi ve Dünya Ehli Beyt Kurultayı Genel Sekreteri Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Rıza Ramazâni,  23 Mart tarihinde, Ramazan ayının 23. gecesinin ihyası için Safi Camii'nde düzenlenen törende, Ramazan ayını ilahi rahmet, bağışlanma, mutluluk ve cennete ulaşmak için altın bir fırsat olarak değerlendirdi. Peygamber Efendimiz (s.a.a) ile ilgili bir hadis aktararak, bu ayın bereketleri ve faziletleri üzerinde durdu ve şöyle ekledi: "Her birey, Allah'a olan dikkati ve kapasitesi oranında Ramazan ayının bereketlerinden faydalanır."

Dünya Ehli Beyt Kurultayı Genel Sekreteri, bu ayın âdâbına işaret ederek, ahlak, takva, dürüstlük, dilin ve gözün orucunu önemli âdâblar arasında saydı ve bazı kişilerin sadece yemek yememek ve içmemek gibi görünüşteki âdâblarla yetindiğini hatırlattı.

Gilan halkının Uzmanlar Meclisi'ndeki temsilcisi, Kadir Geceleri'nin duaların yerine getirildiği zamanlar olduğunu belirterek şöyle dedi: "Birçok hasta ve insan bu gecelerin bereketlerine ve mucizelerine umut bağlamıştır." Ayrıca, Emîr el-Müminin Hazreti Ali'yi (a.s) insanlığın evrensel bir örneği olarak nitelendirerek, onun sadece belirli bir din veya topluma ait olmadığını, tüm insanlığın onun faziletlerinden faydalanabileceğini vurguladı.

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Ramazâni, toplumun İmamlar (a.s), özellikle de İmam Ali (a.s) ve Hazreti Mehdi (a.f) ile olan manevi mesafesini azaltmak için Kadir Geceleri'nin bir fırsat olduğunu belirterek, toplumun Ehli Beyt (a.s) hayatına dair bilgi seviyesini artırmasının gerekliliğini vurguladı ve "Bu bilgi artırımı toplumu sapkınlıktan uzak tutar." dedi.

Dünya Ehli Beyt (a.s) Kurumu Genel Sekreteri, Emîr el-Müminin'in yönetim modeline atıfta bulunarak, toplumda adaletin sağlanmasının Ali (a.s) yönetimi ile mümkün olduğunu ifade etti ve şöyle dedi: "Dünyada birçok kişi adalet uygulama iddiasında bulunuyor ama davranışları adaletin hiçbir belirtisini taşımıyor." Ayrıca, günümüzde adalet, özgürlük, manevi değerler ve edep gibi kavramların mağdur ve garip olduğunu belirterek, emperyalist dünyanın aldatıcı bir dil ile yeni bir sömürgecilik temellendirdiğini söyledi.

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Ramazâni, insan hakları savunucularını mevcut egemen sistemin pekiştirilmesi için bir araç olarak nitelendirerek "Dünyada adalet talep edenler için en iyi örnek Emîr el-Müminin Hazreti Ali'dir." dedi. Ayrıca toplumda Kur'an ve ahlakın yeniden canlandırılmasının gerekliliğine vurgu yaparak Hazreti Ali'nin (a.s) bu canlandırma için önemli bir örnek olduğunu belirtti.

Uzmanlar Meclisi üyesi Hazreti Ali'nin (a.s) kişiliğindeki insanlık ve İslamiyetin saf özelliklerini vurgulayarak "Tüm bu özellikleri onda bulabiliriz ve ondan örnek alabiliriz" dedi. Ayrıca Emîr el-Müminin'in derin bir şekilde tanınması ve Ali'nin (a.s) yaşam tarzının topluma uygulanmasının gerekliliğine dikkat çekti.

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Ramazâni, tarih boyunca İmamlar'a (a.s) karşı yapılan zulümleri hatırlatarak "Dini yönetimin gerçekleştirilmesi maliyetlidir ve dini bir hükümetin şekillendirilmesi çaba ve fedakarlık gerektirir." dedi. Ayrıca Aşura ve Erbain yürüyüşüne de değinerek bu mirasın birçok zorlukla bize ulaştığını ifade etti.

Gilan halkının Uzmanlar Meclisi'ndeki temsilcisi, İranlı kadınları onurlu ve başörtüsüne riayet eden bir örnek olarak değerlendirerek şöyle dedi: "Başörtüsünü korumak için ayet veya tefsir gerekmiyor; nasıl olur da bir insan çıplak bir şekilde topluma girebilir?" Ne yazık ki iffet örtüsünün yırtıldığını belirtti.

Son olarak, Dünya Ehli Beyt  Kurultayı Genel Sekreteri, dini toplumu manevi değerler üzerine kurulu, bilim merkezli ve akılcı bir toplum olarak nitelendirerek "Tevhidci ve adalet arayışındaki bir bakış açısı toplumu düzeltebilir." dedi.