Perşembe 10 Nisan 2025 - 01:29
Müslümanlar Neden Birbirleriyle İhtilaf İçindedir?

Havza / Müslümanlar arasındaki ihtilaflar, İslam dünyasının en acı gerçeklerinden biridir. Bu ihtilaflar, Allah’ın ve Peygamber’in (s.a.a) emirlerine aykırı olarak şekillenmiş ve birçok sebebe dayanmaktadır. Kabilecilik taassubu, dini kavramların doğru anlaşılmaması, hadislerin yazılması ve aktarılmasının engellenmesi, siyasi otoritelerin komploları ve münafıkların varlığı bu sebepler arasında yer almaktadır.

Havza Haber Ajansı’nın haberine göre, ‘Müslümanlar aynı dine tabi olmalarına rağmen neden bu kadar çok ihtilafla karşı karşıyadır?’ sorusunu beraber değerlendireceğiz.

Bu meselenin kökeni, kabileci taassuplar, dini yanlış anlamalar ve siyasi komplolar da dâhil olmak üzere çeşitli etkenlerde aranabilir.

Soru:

Müslümanlar neden birbirleriyle ihtilaf ediyorlar? Oysa onlar aynı dine tabi değil mi?

Cevap:

Şüphesiz İslam’ın en acı veren ve inkâr edilemez gerçeklerinden biri, ihtilafların ve tefrikaların ortaya çıkmasıdır. Bu ihtilaflar ve ayrılıklar, Allah Teâlâ’nın ve İslam’ın büyük peygamberinin (s.a.a) açık yasağına rağmen Müslüman toplumlar ve kavimler arasında varlık göstermektedir. Bu ihtilaflar ve ayrılıklar, zaman zaman siyasi akımlar, mezhep grupları, sosyal tepkiler, iç savaşlar ve kan dökülmeleri şeklinde kendini göstermiştir.

Yüce İslam Peygamberi (s.a.a) ve onun izinden giden Ehlibeyt İmamları (a.s), Müslümanların birliğini ve beraberliğini korumaya büyük çaba göstermiş ve Müslümanlar arasında hiçbir ihtilaf ve fitnenin baş göstermemesi için gayret etmişlerdir. Hatta Ehlibeyt İmamları (a.s), açık nasla sabit olan imamet haklarına rağmen, Müslümanlar arasında bölünme ve ihtilaf çıkmaması adına kendi haklarından feragat etmiş ve evlerinde oturmayı tercih etmişlerdir.

Buna rağmen, Müslüman toplumlar ve kavimler içerisinde, ihtilaf ve tefrikanın ortaya çıkmasına zemin hazırlayan etkenler, ortamlar ve nedenler mevcuttu. Bu da söz konusu ayrılıkların doğal olarak ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu etkenlerin başında kabilecilik taassubu, dinin yanlış anlaşılması ve siyasi komplolar yer almaktadır.

İslam düşünürleri ve âlimleri, Müslümanlar arasındaki ihtilafları analiz ederken birçok sebep ve zemin üzerinde durmuşlardır. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Kabilecilik Taassubu ve Partizan Eğilimler:

Diğer Kureyş kabileleri, Hz. Muhammed’in (s.a.a) Benî Hâşim kabilesinden çıkmasından ötürü, rekabet ve kıskançlık duygularıyla hareket ederek bu kabileye düşmanlık etmiş ve onu zayıflatmaya çalışmışlardır.

2. Bazı Müslümanların Dini Kavramları ve Hakikatleri Doğru Anlayamaması:

Bu eksik anlayışın birçok nedeni vardır. Bunlardan biri de İslam’ın fetihler yoluyla hızla yayılması sonucu, farklı kültürlere sahip kabile ve toplulukların ani ve hazırlıksız bir şekilde Müslüman olmalarıdır. Bu durum, dini kavramların tam ve doğru bir şekilde anlaşılmasını zorlaştırmıştır. Nitekim Resûlullah (s.a.a) bir hadisinde şöyle bir gruptan bahseder: “Kur’ân okurlar, fakat dini anlamada o kadar hata ederler ki, ok fırlayıp yaydan çıktığı gibi (hedefi) ıskalarlar.” [2]

3. Birinci, İkinci ve Üçüncü Halifelerin Hadis Yazımını ve Naklini Yasaklaması:

Bu yasak pek çok olumsuz sonuca yol açmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:

a. Hadislerin büyük bir bölümünün yok olması,

b. Uydurma ve sahte hadislerin ortaya çıkması,

c. Hadislerde ihtilafların meydana gelmesi; çünkü sadece hafızaya güvenildiğinde, kelimelerin ve ifadelerin özgün şekli zamanla unutulabilir,

d. Sünnetin sorgulanır hale gelmesi,

e. Ehlibeyt’in devre dışı bırakılması ve bunun Müslüman toplumda doğurduğu olumsuz sonuçlar.

4. Hükümetlerin İhtilafları Körükleme Yönündeki Komploları:

Siyasi iktidarlar, fikrî ayrılıkları körüklemek, halkı önemsiz meselelerle meşgul etmek ve bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak amacıyla çeşitli komplolara başvurmuşlardır. Gerçekte zalim yöneticiler, halkı gerçek İslam’dan uzaklaştırmak ve kendi iktidarlarını pekiştirmek için rüşvet (taltif), tehdit ve propaganda gibi üç temel araçtan faydalanarak ihtilafları büyütmüşlerdir.

5. Münafıkların Müslümanlar Arasında Bulunması:

Bazı kimseler, farklı çıkar ve menfaatleri nedeniyle zahiren Müslüman olmuş; ancak içten içe ve gizlice İslam’a ve Müslümanlara karşı komplo kurmuşlardır.[4]

Yukarıda belirtilen bu etkenler, ne yazık ki Resûl-i Ekrem’in (s.a.a) vefatından sonra Müslümanlar arasında ihtilafların ortaya çıkmasına ve çeşitli fırka ve mezheplerin doğmasına zemin hazırlamıştır.

Ancak kesinlikle bilinmelidir ki, günümüz Müslümanlarının en temel sorumluluğu ve görevi; tevhid inancı, Kur’an, sünnet ve İslam dünyasında mevcut sayısız ortak noktaya dayanarak birlik ve beraberliği güçlendirmek ve hem kendilerini hem de tüm İslam âlemini düşmanlara karşı daha sağlam hale getirmektir.

Daha Fazla Okumak İçin Kaynaklar:

              1.          Peşaver Geceleri, Sultanü’l-Vâizîn Şirâzî

              2.          İmamların Dinî Canlandırmadaki Rolü, Âllâme Seyyid Murtazâ Askerî

              3.          Menâkıb-ı Hârezmî, Hatîb Hârezmî (Çev. Seyyid Ebü’l-Hasan Hakîkî)

Dipnotlar:

[1] En’âm/152, Âl-i İmrân/103, Hucurât/10, Enfâl/63; İbnü’l-Esîr, Câmiu’l-Usûl fî Ahâdîsi’r-Resûl, cilt 3, s. 48, aktaran: Câfer Subhânî, İslâmî Hükümetin Temelleri

[2] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, Beyrut: Dârü’l-Cîl, cilt 1, s. 88, 92, 108, 113, 147, 160; cilt 2, s. 219; cilt 3, s. 5, 15, 29, 32; cilt 4, s. 422; cilt 5, s. 31

Müslim b. Haccâc, Sahîh-i Müslim, Beyrut: Muessesetü İzzu’d-Dîn, cilt 1, s. 1063–1064

Muttakî el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, Beyrut: Muessesetü’r-Resâle, s. 126–131

[3] İbn Kesîr, Târîhu İbn Kesîr, Beyrut: Dâr İhyâü’t-Türâsi’l-Arabî, cilt 8, s. 107

Kenzü’l-Ummâl, cilt 5, s. 239 ve 4865

[4] Bakara/8–16, Tevbe/101

Kaynak:

İlim Havzaları Şüphelerle Mücadele ve Cevaplama Merkezi

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha