Havza Haber Ajansı'na göre günümüz modern dünyasında her şey hızla değişirken, alimlerin rolü hala belirgin ve hayati kalmaktadır. Bu nedenle "Toplumda alimlerin varlığının gerekliliği ve onların manevi ve ahlaki sağlık üzerindeki derin etkileri" konulu bir soru-cevap yazısını siz değerli okurlara sunuyoruz:
Soru:
Farklı bilim insanları ve uzmanlar topluma hizmet ediyor. Eğitimine odaklanmış bir alimin varlığı ne kadar gereklidir ve topluma ne gibi etkileri vardır?
Cevap:
Toplumun ihtiyaçları sadece maddi ihtiyaçlarla sınırlı değildir; bunun yanında ruhsal, ahlaki ve manevi ihtiyaçlar da bulunmaktadır. Din, maddi ihtiyaçlara dikkat ederken, insanların ahlaki ve manevi ihtiyaçlarına da cevap vermektedir. Alimler, dini bilimlerde uzmanlar olarak bu ihtiyaçların rehberleri ve danışmanlarıdır.
Bedensel hastalıkların tedavisi ve sağlığın korunması için bir doktora ihtiyaç olduğu gibi, ruh ve ahlakın sağlığı için de ruh doktorlarına ihtiyaç vardır. Alimlerin çalışmaları, peygamberlerin ve imamların insan yetiştirme ve ruhları canlandırma görevinin devamıdır. Kuran-ı Kerim, bir canı diriltmenin tüm insanları diriltmek gibi olduğunu belirtmektedir: "Ve kim bir canı diriltirse, sanki tüm insanları diriltmiş gibidir." (Maide, 32)
Bu ayette bir insanı diriltmekten kasıt, ölüleri diriltmek değil. İnsanlar doktor bir hastayı tedavi ettiğinde veya boğulmakta olan birini kurtaran ya da bir esiri düşmandan kurtararan kişiye "şu kişiyi diriltti" derler. Allah da kutsal kitabında bu tür ifadeleri kullanmaktadır; örneğin doğru yola yönlendirmeyi diriltme olarak adlandırmaktadır: "Ya da bir zamanlar ölü olanı dirilttik ve ona insanlar arasında yürüyebileceği bir ışık verdik." (En'am, 122)
Bu ayete göre yolunu kaybetmiş birini imana doğru hidayet eden, onu diriltmiştir. [1]
Dinin ışığında ve alimlerin çabaları sonucunda, toplum için nitelikli, etkili ve faydalı uzmanlar yetiştirilecektir. Bu da çok büyük ve değerli bir görevdir.
Din, ilahi bir hediye olduğundan ve tüm zamanlar için indirilmiş olduğundan, onun korunması ve yeniliği ile zamanın koşullarına uyum sağlaması için bazı kişilerin derinlemesine dini incelemeleri gerekmektedir. Dini kaynaklardan onu alıp, müfessirlerin yorumlarına dikkat ederek zamanın ihtiyaçlarına uygun şekilde yorumlamak gerekmektedir. Bu da dini ihtiyacın gerekliliği için açık bir sebeptir ve alimlerin önemli görevlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu çaba, hayatını derin dini anlayışa adamış gayretli bireyler tarafından gerçekleştirilebilir.
Dini, ictihad düzeyinde anlamak alimlerin önemli görevlerinden yalnızca biridir. Dini toplumda, özellikle günümüzde, sadece ictihad seviyesinde yüksek dereceler kazanmak değil; aynı zamanda yargı işlerini üstlenmek, İslami ekonomiyi düzenlemek, diğer İslam ülkeleriyle ilişkileri İslami prensiplere göre düzenlemek gibi görevler de bulunmaktadır. Bu nedenle sürekli olarak dini bilimlerde ve dinle ilgili bilimlerde araştırma yapmak, toplumun ihtiyaçlarına yanıt vermek ve çağdaş toplumların sorunlarını çözmek için dini emirler doğrultusunda çözümler sunmak alimlerin kesin ve zorunlu görevlerindendir.
Şeriat hükümlerinin çıkarılması ve Kur'an, sünnet ve peygamberlerin miraslarının korunması alimlerin sorumluluğundadır. Bu, alimlerin İslam'ı doğru bir şekilde anlaması ve onu asli kaynaklardan alarak topluma sunmasıyla gerçekleşir.
İnkılap sonrası toplumda bir yönetimin şekillendiğini gözlemlediğimiz için alimlerin görevi de iki katına çıkmıştır: Hükümet meselelerinin aydınlatılması, toplumun nasıl yönetileceği konusunda velayet-i fakih tarafından açıklamalar yapılması, hükümet hukuku, değerler sistemi, yargı sistemi ve İslami ekonomi gibi konular günümüzde alimlerin üstlenmesi gereken önemli görevlerdir. Bu görevler yalnızca onların üstesinden gelebileceği işlerdir.
Bugün alimlerin en büyük görevi, İslam'ı doğru bir şekilde anlamak, genç nesillere tanıtmak ve düşmanlar tarafından topluma enjekte edilen inanç ve düşünce sapmalarını gidermektir. Ayrıca dini inançları ve bilgileri savunmak ve bunları zamanın koşullarına ve saf İslami ideolojiye uygun bir şekilde açıklamak da ruhaniyetin sorumluluğundadır.
Bu nedenle, alimlerin çalışmalarını görev ve sorumluluklarıyla orantılı olarak değerlendirmek gerekir. Toplumda faydalı işler yalnızca maddi işlerle sınırlı değildir; bu durum alimlerin rolüne dair şüphe uyandırmamalıdır. Deneysel ve doğal bilimlerin değerini azaltma peşinde değiliz; ancak alimlerin çalışma şekli farklıdır ve yargı da onların çalışma türüne göre olmalıdır.
Alimlerin varlığının gerekliliği ve toplum üzerindeki etkisi konusunda şüphe duyan bir bakış açısı, bilerek ya da bilmeyerek seküler bir insan ve toplum anlayışından kaynaklanmaktadır. Bu bakış açısı, toplumun ihtiyaçlarını maddi ihtiyaçlarla sınırlayarak dini, ahlaki ve manevi unsurları kamu alanından dışlamaktadır; bu da Batı'nın izlediği ve bugün birçok krizle karşı karşıya kaldığı bir yaklaşımdır.
Dipnot:
[1]. Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, Tefsirul-Mizan, Çeviri: Seyyid Baqir Musavi Hemedani, Kum: İslami Yayınlar Ofisi, 1374 (İran takvimine göre), Cilt 5, Sayfa 519.
Kaynak:
Kum Havzası Şüphelere Cevap Merkezi

Havza / Alimler toplumun ruh doktorları olarak dini ritüellerin ötesinde bir rol oynamakta ve dini bilimler alanındaki uzmanlıklarıyla insanların manevi ve ahlaki ihtiyaçlarına cevap vermektedirler. Din hakkında derinlemesine bir çalışma yaparak, güncel ihtiyaçlara uygun bir yorumlama ile dini bilgi ile modern toplum arasında bir köprü görevi görmektedirler. Alimlerin diğer uzmanlarla birlikte varlığı, toplumda maddi ve manevi dengenin sağlanmasını garanti etmektedir.
yorumunuz