Çarşamba 22 Ekim 2025 - 16:03
Bir Kişi İntihar Etmenin Eşiğindeyse Ne Yapmalıyız?

Havza / İntihar, günümüzün en karmaşık psikolojik krizlerinden biridir ve onu doğru anlamak birçok insanın hayatını kurtarabilir. Bu özel söyleşide, bu olguyu bilimsel açıdan inceledik ve onunla başa çıkma yollarını ele aldık.

Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre günümüzün karmaşık dünyasında intihar olgusu ruh sağlığı alanındaki en endişe verici sorunlardan birine dönüşmüştür.

Bu konuyu daha derinlemesine anlamak, önlemek ve başa çıkma yollarını tanımak amacıyla psikolog ve bireysel sorunlar terapisti Sayın Maide Purgoli ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Aşağıda okuyacaklarınız, uzman görüşlerine dayalı röportajın ürünüdür.

– Öncelikle, bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Şunu sormak isteriz:

İntihar her zaman bir ruhsal bozukluğun göstergesi midir, yoksa bazen yaşam koşullarına bir tepki olarak da ortaya çıkabilir mi?

Çoğu vakada (yüzde doksanın üzerinde) emin bir şekilde söyleyebiliriz ki bir kişi intihar düşüncelerine kapıldığında ya da intihar girişiminde bulunduğunda, arka planda mutlaka karmaşık bir psikolojik rahatsızlık veya memnuniyetsizlik vardır.

Burada yalnızca belirli bir hastalıktan söz etmiyoruz, ancak vakaların büyük kısmında depresyon veya kişilik bozuklukları gibi sorunların varlığı açıkça görülür.

Yani intiharın bazen “zor yaşam koşullarına bir tepki” olarak ortaya çıktığını söylesek bile şu noktayı gözden kaçırmamak gerekir:

İki kişi aynı derecede zorlayıcı bir durumla karşı karşıya kalabilir. Ancak kaygı veya depresyon eğilimi olan kişi, çıkmaz bir yola girdiğinde şöyle düşünebilir:

“Bırakayım gitsin… Artık dayanamıyorum, neden ve ne umuduyla yaşayayım ki? Bu sorun çözülmeyecek, yoruldum, hiçbir umut yok.”

Bu düşünceler onu intihar fikrine sürükleyebilir.

Ama yanında aynı koşullarda bulunan bir başka kişi eğer bu psikolojik zemine sahip değilse, yaşadığı yoğun stres ve umutsuzluğa rağmen asla intihar etmeyi düşünme veya deneme noktasına gelmeyebilir.

Bir Kişi İntihar Etmenin Eşiğindeyse Ne Yapmalıyız?

Dolayısıyla şu sonuca varabiliriz:

Çevresel koşullar her ne kadar etkili olsa da altta yatan bir psikolojik rahatsızlığın varlığı, intihar düşüncesi ya da girişimi riskini önemli ölçüde artırır.

– Bir kişinin intihar riski altında olduğunu gösteren en önemli uyarı işaretleri nelerdir?

Uyarı belirtilerine gelince, elbette yoğun psikolojik baskı ve ruhsal acı kişiyi “Artık her şeyi bitireyim, varlığımın bir anlamı kalmadı.” düşüncesine yöneltebilir.

Çünkü yaşanan acı, sıkıntı ve stres o kadar şiddetlidir ki kişi bu yükü taşınamaz görür.

Günlük davranışlarında çevremizde biriyle ilgili ani değişimler fark edersek –özellikle birkaç ay öncesine göre– bunlar ciddi bir tehlike sinyali olabilir:

              •            Daha önce sosyal ilişkileri, iş veya okul performansı normal olan birinin birdenbire içe kapanması,

              •            Toplumdan uzak durma isteği,

              •            Soğuk, isteksiz, ilgisiz bir tavır sergilemesi,

              •            Motivasyon kaybı ve belirgin umutsuzluk hali (bu umutsuzluk, banyo yapmamak, kıyafet değiştirmemek veya ders çalışmamak gibi günlük eylemlerdeki aşırı ilgisizlikle kendini gösterebilir).

Ne yazık ki bazı ergenlerde kendine zarar verme davranışları (örneğin bilek kesme ya da elin üzerine çizik atma) görülüyor.

Bu davranış sadece “denemek” amacıyla veya bir kalem ucu gibi zararsız bir nesneyle yapılmış olsa bile ciddi bir uyarı işareti olarak ciddiye alınmalıdır.

Çünkü kişi bir kez bu düşünceyi “denemeyi” aklından geçirdiyse, ileride yaşanacak daha ağır psikolojik baskılar karşısında daha tehlikeli girişimlerde bulunma riski vardır.

Ayrıca şu tür ifadeler de ciddi uyarı sinyalleri sayılmalıdır:

              •            “Keşke hayat devam etmeseydi.”

              •            “Yoruldum artık, yeter…”

Bir Kişi İntihar Etmenin Eşiğindeyse Ne Yapmalıyız?

Ayrıca stresli yaşam olayları da intihar riskini tetikleyebilen önemli faktörler arasındadır.

Örneğin:

              •            Ağır duygusal ilişki yıkımları,

              •            İflas veya ciddi maddi kayıplar,

              •            Yoğun kaygı ve panik dönemleri özellikle depresyon veya anksiyete eğilimi olan bireylerde bir tetikleyici ve tehlike sinyali olarak ortaya çıkabilir.

Dolayısıyla ani ruh hâli ve davranış değişiklikleri, intihar düşüncelerinin dile getirilmesi, ilaçlara veya haplara olağanüstü ilgi gösterilmesi, hatta ergenlikte yaşanmış tek bir kendine zarar verme deneyimi bile ciddi uyarı işaretleri olarak görülmeli ve mutlaka dikkatle takip edilmelidir.

– Eğer bir kişi hayatının anlamsızlaştığını hissediyor ya da intiharı düşünüyorsa, kendisine yardım etmek veya başkalarından yardım almak için atması gereken ilk doğru adım nedir?

Bu tür durumlarda kişi yoğun kaygı, depresyon ve umutsuzluk içindeyse genellikle kendiliğinden yardım arayışına girmez.

Çünkü öylesine karamsar ve isteksizdir ki yardımın bir işe yaramayacağına inanır.

Kendi içinde şu tür düşünceler döner:

“Artık bitmeli. Kim bana yardım edebilir ki? Kimse bir şey yapamaz. Her şey boşuna.”

Bu yüzden değişim adımının kişiden gelmesi çoğu zaman zordur.

Böyle bir durumda sorumluluk, çevresindeki insanlara düşer.

Yakınları bu kişiyi yalnız bırakmamalı; onu desteklemeli, dikkatle dinlemeli ve mutlaka profesyonel bir yardım sürecine yönlendirmelidir.

Ben genellikle şu örneği veririm:

Diyelim ki bir çocuk soğuk algınlığına yakalandı. Soğuk algınlığı, çoğu anne babanın kolayca baş edebildiği bir durumdur; bir-iki ilaçla genellikle geçer. Eğer hastalık yüzeyselse kısa sürede iyileşme olur.

Ama aynı çocuk diyelim ki —Allah korusun— böbrek rahatsızlığına yakalandıysa, anne bu durumu buzdolabındaki birkaç ilaçla çözebilir mi? Elbette hayır.

Aynı şekilde bir kişi bu denli yoğun psikolojik baskı altındaysa bu artık basit veya yüzeysel yöntemlerle çözülebilecek bir durum değildir.

Kesinlikle profesyonel bir yardıma ihtiyaç vardır ki kişi bu derin ruhsal çukurdan ve krizden çıkabilsin.

Dolayısıyla kişinin kendi başına yapabileceği en iyi şey sadece “Kendimi kötü hissediyorum” ya da “Artık dayanamıyorum” diyerek çevresindekilerden yardım istemesidir.

Bu durumda yakınların profesyonel destek arayışına yönelmesi gerekir.

Bu noktada psikolog ve danışmanların rolü çok önemlidir.

Deneyimlerimiz gösteriyor ki böyle anlarda kişi karamsarlığın ve umutsuzluğun karanlığına gömülür, ancak bu durum çözülebilir bir sorundur.

Uzman desteğiyle ve gerekirse ilaç tedavisiyle bu kriz kontrol altına alınabilir, kişi büyük ölçüde normal yaşam işlevine geri dönebilir.

Hem bireyin kendi çabası hem de aile ve çevresinin desteği bu sürecin iyileşmesinde son derece etkilidir.

– Peki çevremizde birinde intihar belirtisi gördüğümüzde tam olarak ne yapmalıyız ve kesinlikle nelerden kaçınmalıyız?

İntihar düşüncesi veya girişimi belirtileri gösteren biriyle karşılaştığımızda yapılması gereken en önemli şeyler şunlardır:

              1.           Durumu asla küçümsemeyin, hafife almayın veya şaka konusu yapmayın.

              •            “Dikkat çekmeye çalışıyor.” ya da “Gençtir, geçer.” gibi ifadelerden kesinlikle kaçının.

              •            “Keşke olmasaydım.” gibi cümleler ya da küçük gibi görünen girişimler mutlaka ciddiye alınmalıdır.

              •            Kendine zarar verme davranışlarının her biri -ne kadar küçük görünürse görünsün- görmezden gelinmemelidir.

Bir Kişi İntihar Etmenin Eşiğindeyse Ne Yapmalıyız?

              2.           Bu tür davranışların arkasında umutsuzluk düşünceleri olduğunu bilin.

              •            Kişi, içinde derin bir üzüntü ve umutsuzluk taşımasa asla bu tür düşünce ve davranışlara yönelmez.

              3.           Mutlaka profesyonel destek süreci başlatın.

              •            Kişi bir psikolog ya da psikolojik danışmana yönlendirilmelidir.

              •            Düzenli terapi seansları yapılması son derece önemlidir.

              4.           Uygun şekilde bilgilendirme yapın.

              •            Eğer bu kişi bir arkadaşınızsa, mutlaka ailesine haber verin.

              •            Eğer öğrenci ise durum okul rehber öğretmenine veya danışmanına bildirilmelidir.

              •            Bu süreç sakin, dikkatli ve olay büyütülmeden yürütülmelidir.

              5.           Nazik, sakin ve kontrollü bir tutum sergileyin.

              •            Gürültü yapmadan, olay çıkarmadan,

              •            Sükûnet ve saygıyı koruyarak,

              •            Kişiyi daha fazla strese sokmadan veya olumsuz sonuçlar doğurmadan yaklaşın.

Unutmayın: İntihar düşüncesi her durumda ciddi bir tehlike işaretidir ve derhal profesyonel biçimde müdahale edilmesi gerekir.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha