Cumartesi 8 Kasım 2025 - 17:25
İlim Havzalarının Beş Büyük Temel Misyonu

Havza / İlim Havzaları Genel Müdürü, İslami öğretiler temelinde hizmet sunumu sisteminin yeniden inşasının zorunluluğuna vurgu yaparak şöyle dedi: “Talebelere hizmet etmek, ilim havzalarının bütün asli misyonlarının ve toplumun medeniyet dönüşümündeki rolünün altyapısını oluşturmaktadır.”

Havza Haber Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ali Rıza Ârafi, Kum’daki Masumiyye İslami İlim Havzasında düzenlenen Medrese Talebeleri ve Mezunları İşleri Başkanlığına bağlı merkezî ve eyalet yöneticileri toplantısında, hem Fatımiyye günleri dolayısıyla taziyelerini iletti hem de toplantıyı düzenleyenlere, özellikle de Talebe İşleri Başkanlığına teşekkür etti.

Ayetullah Ârafi, Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Kınavati’nin bu göreve gelişinin, onun kişisel erdemi, yöneticilik geçmişi ve medrese gerçeklerine dair saha bilgisi sayesinde değerli bir fırsat olduğunu belirtti.

Ayetullah Ârafi konuşmasını iki ana eksende sundu:

Birinci eksen: İslam’da hizmet sunumu sistemi

İslam’da hizmet kavramı ve ihtiyaçların giderilmesi

Ayetullah Ârafi, İslam’da hizmet sunumunun kapsamlı ve mantıken tutarlı bir sistem olduğunu belirterek şöyle dedi: “Hizmet, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak ve birey ya da toplulukların farklı düzeylerdeki gereksinimlerini temin etmektir.”

Bu kavram, birçok rivayette ‘müminin ihtiyacını giderme’ veya ‘insanların ihtiyaçlarını giderme’ gibi ifadelerle dile getirilmiştir.”

Ardından şu hadisi nakletti: “İmam Sâdık (a.s) buyurdu: ‘Bir müminin ihtiyacını gidermek, kabul edilmiş bin hacdan, Allah rızası için bin köle azat etmekten ve bin atı Allah yolunda hazırlamaktan daha üstündür.’” (Meşkatü’l-Envâr fî Ğureri’l-Ahbâr, c. 1, s. 143)

İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Ârafi sözlerine şöyle devam etti: “Lügat kitaplarında da hizmet, ‘insanların ihtiyaçlarını yerine getirmek’ anlamında tanımlanmıştır.

Zira ihtiyaçlar çeşitli boyutlara, yönlere ve derecelere sahiptir; bu yüzden hizmet de farklı türlere ve mertebelere ayrılır.

İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah’ın yeryüzünde bazı kulları vardır ki insanların ihtiyaçlarını karşılamak için çaba gösterirler; işte bunlar kıyamet günü güvende olacak kimselerdir.” (el-Kâfî, c. 2, s. 197)

İhtiyaçların Türleri: Ferdî ve Toplumsal

Ayetullah Ârafi, insan ihtiyaçlarının sınıflandırılmasına değinerek şöyle vurguladı: “İnsanın bazı ihtiyaçları bireysel ve içseldir; bazıları ise toplumsal boyut taşır. Toplum da tıpkı canlı bir varlık gibi, bireysel ihtiyaçların ötesinde gerçek ve kolektif ihtiyaçlara sahiptir. Bu ihtiyaçların karşılanması, sağlıklı bir toplumsal hayatın göstergesidir.”

İhtiyaçların Karşılanmasında Üç Aşama

İlim Havzaları Genel Müdürü, ihtiyaçların giderilmesinin dereceli bir süreç olduğunu belirterek şöyle sıraladı:

              1.           İhtiyacın tanınması

              2.           İhtiyacın hissedilmesi

              3.           İhtiyacın giderilmesinin talep edilmesi

Ayetullah Ârafi devamla şöyle dedi: “Bazen insan bir şeye muhtaçtır ama bunun farkında değildir; tıpkı baygın bir hastanın tedaviye muhtaç olup bunu idrak edememesi gibi. Bu tür bir ihtiyacın giderilmesi de bir hizmettir. Daha yüksek bir düzeyde ise insan, ihtiyacının farkındadır ve ondan yoksun kalmaktan dolayı acı çeker. Bu durumda yapılan hizmet, sadece ihtiyacın giderilmesi değil aynı zamanda ıstırabın hafifletilmesi ve sevinç üretimidir.”

Bu bakışa göre ihtiyaçlar üç gruba ayrılır:

              1.           Gerçek (zatî) ihtiyaç – farkına varılmadan önce var olan ihtiyaç

              2.           Bilinçli (duygusal) ihtiyaç – farkına varılmış, eksikliği hissedilen ihtiyaç

              3.           İfade edilmiş (açık) ihtiyaç – sözlü veya fiilî olarak talep edilen ihtiyaç

İhtiyaçların Zirvesinde: Allah’a Olan İhtiyaç

Kum’daki İlim Havzaları’nda fıkıh ve usûl dersleri veren Ayetullah Ârafi, modern psikolojideki ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisine değinerek şöyle dedi: “İslam, bu sınıflandırmanın genel yapısını kabul eder; ancak bütün ihtiyaçların tepesinde Allah’a olan ihtiyaç yer alır.

Kur’an-ı Kerîm'de bu hakikat şu ayetle açıkça ifade edilmektedir: Ey insanlar! Hepiniz Allah’a muhtaçsınız; yalnızca Allah zengindir, her türlü hamde layıktır. (Fâtır, 15)”

Ayetullah Ârafi şöyle devam etti: “İslami bakış açısından, Allah’a olan ihtiyaç bütün ihtiyaçların köküdür; çünkü ilahî feyiz hem insanın varlığını yaratan hem de ona kemal bahşeden kaynaktır.”

Rivayetlerde Hizmetin Büyük Sevabı

Ayetullah Ârafi, İmam Sâdık’tan (a.s) nakledilen şu rivayeti tekrar hatırlattı:

Bir müminin ihtiyacını gidermek kabul edilmiş bin hacdan, Allah rızası için bin köle azat etmekten ve bin atı Allah yolunda hazırlamaktan daha üstündür.” (Meşkâtü’l-Envâr fî Ğureri’l-Ahbâr, c. 1, s. 143)

Ayrıca İmam Sâdık (a.s) başka bir rivayette şöyle buyurmuştur: “Bir müminin ihtiyacını gidermek, bir hacdan, bir hacdan… ve bu şekilde on hacdan daha faziletlidir.” (Meşkâtü’l-Envâr fî Ğureri’l-Ahbâr, c. 1, s. 143)

Ayetullah Ârafi bu rivayetleri yorumlarken şöyle dedi: “İmam’ın, Kâbe’yi tavaf etmenin faziletini anlattıktan sonra, bir müminin ihtiyacını karşılamayı on defa tavaf etmekten daha üstün sayması, şunu gösteriyor: Bir müminin gönlündeki üzüntüyü gidermek veya onun kalbine sevinç tohumları ekmek, İslam’da son derece yüce bir konuma sahiptir.”

Ayetullah Ârafi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rivayet kaynaklarında –özellikle Kütüb-i Erbaa ve Vesâilü’ş-Şîa’da– ‘iyilikte bulunmak’ ve ‘müminlerin ihtiyaçlarını gidermek’ bölümlerinde hizmetin sevabı hakkında hayret verici ifadeler yer alır. Bu sevap, yalnızca maddî ihtiyaçların karşılanmasıyla sınırlı değildir; ruhsal huzurun sağlanması da hizmet kapsamına girer.”

Saadet Yolunun İki Kanadı: İbadet ve Hizmet

Uzmanlar Meclisi Başkanlık Kurulu üyesi Ayetullah Ârafi, hizmetin insan saadetinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “İslam, insanı kemale ulaşmak isteyen bir varlık olarak görür ve bu yolda iki kanada ihtiyaç duyduğunu öğretir:

Birincisi: İç dünyada Allah’a ibadet ve kulluk,

İkincisi: Dış dünyada hizmet ve toplumsal sorumluluk üstlenmektir.”

Ayetullah Ârafi sözlerini şöyle sürdürdü: “İslam’a göre kâmil insan, bu iki boyutu birlikte gerçekleştiren kimsedir; ne sadece ibadete kapanıp toplumdan uzaklaşan ne de toplumsal faaliyete dalıp kulluğu unutan.”

İlim Havzalarının Öz Kimliği: Hizmetkârlık

İlim Havzaları Genel Müdürü, havzaların öz kimliğinin hizmet olduğunu belirterek şöyle dedi: “İlim Havzalarının iki temel unsuru vardır:

              1.         Dini ilimlerde derinleşmek ve Kur’an ile sünnetten beslenmek,

              2.           Topluma dönük olmak ve dış dünyayla etkileşimde bulunmak.”

Ayetullah Ârafi, İmam Hamaney’in ilim havzaları hakkında “dışa dönük olma” vurgusuna atıfta bulunarak şunları söyledi: “Eğer bir gün ilim havzalarımız, fıkıh ve aklî düşünceyle dolu olur ama bu birikimi yayma ve hayata geçirme rolünü üstlenmezse, o zaman havza kendi asli kimliğini kaybetmiş olur.”

İlim Havzalarının Zirvesi: Fikrî ve Ahlakî Hizmet

İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi olan Ayetullah Ârafi, asıl hizmetin fikrî ve ahlakî hizmet olduğunu vurguladı: “Cihadi grupların ve sahadaki hizmetlerin değeri büyüktür; ancak en yüce hizmet, insanlığa ilahî düşünceyi sunmak ve onun manevî, zihinsel susuzluğuna cevap vermektir.”

Devamla şöyle dedi: “Sizin Talebe İşleri alanındaki çalışmalarınız, bu asli hizmetin altyapısını oluşturuyor. Siz, ilim havzalarının tüm temel misyonlarının üzerine inşa edildiği yapısal temeli kuruyorsunuz.”

İslamî Hizmet Sunumu Sisteminin Dört Temel İlkesi

Ayetullah Ârafi, İslam’ın her alanda tutarlı bir düşünce sistemine sahip olduğunu belirterek şöyle dedi: “Her konu, İslam’da üç düzlemde incelenir:

              1.           Kelamî ve felsefî düşünce,

              2.           Fıkhî düşünce,

              3.           Ahlakî düşünce.”

Ardından, İslamî hizmet sunumu sisteminin dört temel ilkesini şu şekilde sıraladı:

Birinci İlke: Mahlûkata İlâhî Bakış

Ayetullah Ârafi, ilk ve en köklü ilkenin, insanın her hizmette aslında Allah’a hizmet ettiğini bilmesi olduğunu vurguladı ve ekledi: Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Bütün mahlûklar Allah’ın ailesidir; Allah’a en sevgili olan, Allah’ın ailesine en çok fayda sağlayan ve bir ev halkına sevinç veren kişidir.” (el-Kâfî, c. 2, s. 164)

Ardından şöyle açıkladı: “Bu hadis, insanın hizmetini sadece toplumsal bir davranış değil ilahî bir ibadet olarak görmesini öğretir. Çünkü bütün yaratılmışlar Allah’ın ailesidir.

Muhtaç el, gerçekte Allah’ın elinin bir yansımasıdır.

Kim bir insana yardım ederse, Allah’ın bir emanetine hizmet etmiş olur.”

İkinci İlke: Hizmet Alanın Onurunu Korumak

Ayetullah Ârafi, hizmet edilen kimsenin zatî bir keramet taşıdığını hatırlatarak şöyle dedi: “Hizmet alan kişi, doğuştan sahip olduğu bir onura sahiptir. Gerçek bir hizmetkâr, bu onuru sadece sözle değil, kalben de hisseder.

İnsan, bir bedenî değişim ya da şart farkıyla konum değiştirebilir; bugün hizmet eden, yarın hizmet alan olabilir.

Bu yüzden bütün üstünlükler birer ilahî emanet olarak görülmelidir.”

Üçüncü İlke: Dünyevî Karşılık Beklemeyen Hizmet

İlim Havzaları Genel Müdürü, İnsan Suresi’nin 9. âyetine işaret etti:

“Biz sizi yalnızca Allah rızası için doyururuz; sizden ne bir karşılık isteriz ne de bir teşekkür.” (İnsan, 9)

Ayetullah Ârafi şöyle devam etti: “İslam’ın mantığında hizmet dünyevî bir alışveriş değildir. Gerçek kemal, yapılan işi Allah’la bir alışveriş bilmekte, insanlarla değil.”

Kum’daki fıkıh ve usûl dersleri hocası olan Ayetullah Ârafi, bu anlayışı pekiştirmek için İmam Ali’nin (a.s) sözlerini hatırlattı: “Vallahi, emirlik (yöneticilik) için bir adım bile atmadım.” (Nehcü’l-Belâğa, Hutbe 33)

Yine İmam Ali (a.s), İbn Abbas’a şöyle buyurmuştur: “Bu ayakkabının değeri nedir?”

İbn Abbas: “Hiçbir değeri yoktur.”

İmam (a.s): “Allah’a yemin ederim, bu ayakkabı bana sizin üzerinizdeki yöneticilikten daha sevimlidir — meğer ki bir hakkı ayakta tutayım veya bir batılı ortadan kaldırayım.”

(Nehcü’l-Belâğa, Hutbe 33)

Ayetullah Ârafi bu ruhu şöyle tanımladı: “Bir kimse ‘ben talebe, hoca, sistem veya medrese için ne yapıyorsam, bunun karşılığında para, makam, rütbe, statü, övgü ya da teşekkür beklemiyorum’ diyebilirse, o kişi İslamî hizmetin zirvesine ulaşmıştır.”

Son olarak şöyle ekledi: “İnsanın gerçek değeri, yaptığı işteki ihlâs ve iddiasızlık oranıyla ölçülür.

Biz, ömrümüzü ve varlığımızı ucuz bir dünyalıkla satmamalıyız; çünkü insanın hakiki değeri yalnızca Allah’ın rızası ile ölçülür.”

Dördüncü İlke: Öncelikler Sistemi

Ayetullah Ârafi şöyle vurguladı: “Bir hizmet, ne kadar çok temel ve altyapısal alanlara yönelirse, değeri de o ölçüde yücelir. Hizmetlerin önceliklendirilmesi, İslamî bakışta toplumsal maslahat ve dini toplumun ihtiyaçları esasına dayanır; bu, hizmetteki en temel ölçütlerden biridir.”

İkinci Eksen: Talebe İşleri Başkanlığından Beklentiler

Birinci Nokta: İlim Sistemi ve Dönüşüm Projelerini Tanımak

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ârafi şöyle dedi: “Talebeler ve mezunlarla ilgili çalışmalar, ilim havzalarının ilmî, eğitimsel ve uygulamalı sistemlerine uygun biçimde düzenlenmelidir. Bu birimler, söz konusu sistemlerin mantığını ve işleyişini tanımalı, hizmetlerini onlarla uyumlu şekilde yürütmelidir.”

Ayetullah Ârafi, hizmetlerin değerini şu sözlerle açıkladı: “Gerçek hizmet bilgi, iman ve gelişim mekanizmalarına yön veren hizmettir; yüzeysel veya geçici hizmetlerden çok daha üstündür. Hizmetlerin öncelik sırası, dini toplumun ihtiyaçları ve genel maslahat dikkate alınarak belirlenmelidir.”

Ayetullah Ârafi konuşmasının devamında, ikinci eksenin “Hizmet kadrosundan beklenenler ve alanla ilgili görevler” olduğunu belirterek şöyle dedi: "Bu beklentiler, ilim havzalarının resmî görev tanımları ve planlı karar süreçlerine dayanır. Siz değerli mesai arkadaşlarımız, bu programlar doğrultusunda gerçekten kıymetli ve takdire layık hizmetler sunmaktasınız.”

Ayetullah Ârafi, ilim havzaları projelerine sistematik ve bütüncül bir bakış gerekliliğini hatırlatarak şöyle devam etti: “İki yıl önce Meşhed’de 12 saatlik bir toplantıda, son yıllarda yürütülen projelerin mantığını detaylı biçimde açıklamıştım. Bugün ilim havzalarında yürütülen çalışmalar eksikliklerine rağmen, tasarlanmış ve birbiriyle uyumlu bir bütünlük oluşturmaktadır.”

Rehber’in İlim Havzalarından Otuz Yıllık Taleplerinin Derlenmesi

Ayetullah Ârafi, ilim havzalarıyla ilgili son otuz yılın taleplerinin derlenip özetlendiğine dikkat çekerek şöyle dedi: “Yakın zamanda, Aziz Rehber’in ilim havzalarına yönelik otuz yıllık tüm talepleri toplanmış, arındırılmış ve bir kitapçık hâlinde düzenlenmiştir.

Yapılan bütün tasarımlarda ve açıklamalarda Rehberimizin görüşleri ciddiyetle dikkate alınmış ve bu yaklaşım, sonraki ıslah süreçlerinde de devam etmektedir.”

Ayetullah Ârafi şöyle devam etti: “Talebe işleriyle ilgilenen tüm kardeşlerimiz, bu zorluğu kabullenmelidir: Yeni fikirleri, projeleri ve ilim havzalarının toplumsal rolüne dair tartışmaları sürekli olarak yeniden inşa edip güncellemek durumundasınız.”

İkinci Nokta: Günümüz İlim Havzalarını ve Alimlerin Rolünü Tanımak

Ayetullah Ârafi, bugünün medresesinin mevcut durumunu ve ruhaniyetin çağdaş dünyadaki rolünü derinlemesine tanımanın zorunluluğunu vurguladı.

Üçüncü Nokta: Hizmetlerin Hedef Odaklı Olması

Ayetullah Ârafi, yedi yıl önce başlatılan hedef odaklılık planına atıfta bulunarak şöyle dedi: “Sunulan hizmetler, mutlaka ilim havzalarının nihai çıktıları ve asli misyonlarıyla uyumlu olmalıdır. Gerçek anlamda yüce bir hizmet, büyük hedefleri merkeze alan hizmettir.”

İlim Havzalarının Beş Temel Ana Misyonu

İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Ârafi, ilim havzalarının beş büyük temel misyonunu şu şekilde sıraladı:

              1.         Eğitim yoluyla talebe yetiştirmek

              2.         Araştırma yoluyla bilgi ve içerik üretmek

              3.           Dine inançlı insanı terbiye etmek

              4.           Tebliğ ve hakikatin açıklanması (cihad-ı tebîn)

              5.           Toplumda dini yönetim ve ilahi değerlerin uygulanması

Ayetullah Ârafi şöyle vurguladı: “Her hizmette şu soruyu aklımızda tutmalıyız: Bu hizmet, bu beş misyondan hangisiyle bağlantılı? Nihai hedefimiz; âlim, öğretmen, araştırmacı, mübelliğ veya kültürel yönetici yetiştirmektir — yani toplumu İslamî medeniyetin ideallerine yönlendiren insan.”

Dördüncü Nokta: Mezunların Kategorilerine Dikkat Etmek

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ârafi, “Talebe ve Mezun İşleri” başlığının anlamına işaret ederek şöyle dedi: “Sizin görevinizin bir yönü, öğrenim sürecindeki talebelere ilişkindir; çünkü ilim havzalarının tüm hedeflerinin temeli bu dönemde atılır.

Diğer yönü ise, mezunlara yöneliktir — yani artık ilim havzalarının beş asli misyonundan birinde görev alanlara.”

Mezunların Kategorizesi

Ayetullah Ârafi, mezunları beş ana kategori hâlinde şöyle tanımladı:

              1.           İlim Havzaları sistemi içinde etkin olanlar: Öğretim, araştırma ve medrese yönetimiyle ilgilenenler.

              2.           Tebliğ kurumlarında aktif olanlar: Hicret, emin ve irşad programlarında görev alanlar.

              3.           Diğer ilmî kurumlarda araştırma yapanlar.

              4.           Kamu kurumları ve kuruluşlarında görev yapanlar.

              5.           Diğer mezunlar.

Ayetullah Ârafi, “İmtidad” (uzantı/süreklilik) adlı projeye değinerek şöyle açıkladı: “Bugün 30 binden fazla medrese mezunumuz var. Bunların yarısı, çeşitli kurum ve kuruluşlarda görev yapıyor. Dolayısıyla bu mezunlar, ilim havzalarıyla sürekli iletişim içinde olmalı ve ilmi kimliklerini korumalıdır.”

İlim Havzaları Yüksek Konseyi Üyesi sözlerini şöyle sürdürdü: “Talebe İşleri’nin görevi, mezunların havza kimliğini korumak ve gerekirse küçük de olsa hizmetlerle bu bağı güçlendirmektir. Önceliklere dikkat ederek, bu farklı sınıflarla aktif ve duygusal iletişimi sürdürmek zorundayız. Hiçbir şekilde, onların ilmî ve manevî bağlarının ilim havzalarıyla kopmasına izin verilmemelidir.”

Hedef Odaklı Yetiştirme ve Kalıcı Kadro Politikaları

İlim Havzaları Yüksek Konseyi Üyesi Ayetullah Ârafi, iki önemli ve birbirini tamamlayan politika belirlediklerini ifade ederek şöyle dedi: “Birincisi: Hedef Odaklı Yetiştirme (Çıktı Politikası) — yani öğrencilerin ve din görevlilerinin, amaçlı biçimde yetiştirilmesi ve cami, eğitim, yönetim ve toplumsal alanlar gibi sahalara yönlendirilmesidir.

İkincisi: Hedef Odaklı Kalıcılık Politikası — yani ilim havzalarının geleceği için nitelikli ve yetenekli öğrencilerin korunması, üstün kabiliyetlerin içeride tutulması ve onların ilimsel ve yönetsel sürekliliğin temeli hâline getirilmesidir.”

Ayetullah Ârafi, bu iki görevin Talebe İşleri biriminin omuzlarında olduğunu belirterek şöyle ekledi: “Hem nitelikli öğrencilerin korunması hem de yetenekli kadroların doğru alanlarda istihdam edilmesi, havzaların temel sorumluluklarındandır.”

Ayrıca destek sistemlerinde denge ve adaletin korunması gerektiğini vurguladı: “Ne üstün nitelikli öğrenciler kibir ve gurura kapılmalı, ne de diğerleri aşağılanmışlık hissine sürüklenmelidir. Itidal (denge), bu politikaların tümünde hâkim ilke olmalıdır.”

Tamamlayıcı ve Gelecek Odaklı Başlıklar

1. Talebelerin Kapsamlı Sağlığına Bütüncül Bakış

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ârafi, talebelerin sağlığına yönelik bir anlayışın gerekliliğini vurgulayarak şöyle dedi: “Kapsamlı sağlık; beslenme, spor, kültürel kamplar, aile hayatı, yaşam tarzı, danışmanlık gibi unsurları içine alır. Bu alanlarda bilimsel çalışma, araştırma ve yatırım yapılması gerekmektedir.”

İlim Havzaları Yüksek Konseyi Üyesi şöyle devam etti: Sağlık kavramına bütüncül yaklaşan bir tasarım yapılmalı; bu tasarım, talebenin fiziksel, zihinsel, ailevi ve manevî yönlerinin tamamını kapsamalıdır.”

2. Gelişmiş Teknolojiler ve Yapay Zekâdan Yararlanma

Ayetullah Ârafi, ilim havzalarında teknoloji ve yapay zekâ konseyinin oluşturulduğunu belirterek şunları söyledi: “Yaklaşık on yıl önce, İslami ilimlerin dijitalleşmesi ve içerik üretimi alanında önemli çalışmalar başlatıldı. Yakında bu alanda birkaç önemli projenin tanıtımı yapılacaktır.”

İlim Havzaları Müdürü şu açıklamalarda bulundu: “Yeni yönetim döneminde, yapay zekâ altyapısı konusunda ciddi planlamalar yapıldı. Yapay zekâ hem büyük fırsatlar, hem de ciddi tehditler barındırıyor. Biz, bu teknolojiyi öncülük ederek yönlendirmeli ve risklerini asgariye indirmeliyiz.”

Ardından şöyle ekledi: “Yapay Zekâ ve İslam Medeniyeti Merkezi ile İlim Havzaları Teknoloji Merkezi şu anda hem ulusal belge çalışmalarına katkı sunmakta hem de ülkedeki yapay zekâ süreçlerini yakından takip ederek hizmet vermektedir.”

3. Veri Temelli Analiz ve Doğru İstatistikler

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ârafi, istatistik ve verinin önemine vurgu yaparak şöyle dedi: “Evlilik, spor ve talebelerin sağlık durumuna dair doğru ve ayrıntılı raporlar, hiç kuşkusuz alınacak kararlar üzerinde doğrudan etki yapar.”

Ayetullah Ârafi, Hamrah-e Avval (İran’ın en büyük telekomünikasyon şirketi) merkezine yaptığı ziyarete değinerek şunları söyledi: “Telefon görüşmeleri ve internet trafiği hacmini incelediğimizde, Ramazan ayının başlamasıyla iletişim kalıplarının belirgin biçimde değiştiğini görüyoruz.”

İlim Havzaları Müdürü sözlerini şöyle sürdürdü: “Talebe İşleri biriminden beklentim, analitik düşünen bir yapı olmasıdır. Ortaya koyduğu analizler, eğitim, araştırma ve tebliğ sistemlerinin yönünü etkileyebilmeli ve onlara rehberlik edebilmelidir.”

4. Kurum İçi ve Kurumlar Arası Eşgüdüm

Ayetullah Ârafi, diğer birimlerle tam uyum içinde çalışmanın zorunluluğunu vurgulayarak şöyle dedi: “Sizler diğer başkanlıklar ve yardımcı birimlerle gerçekten tek el, tek yürek olmalı; diğer kurumlarla da en üst düzeyde iş birliği ve etkileşim içinde bulunmalısınız.”

İlim Havzaları Genel Müdürü şöyle devam etti: “Daha üst düzeyde ise Rehberlik Makamı Ofisi, müctehitlerin büroları, hayırseverler, cuma imamları gibi kurumlarla etkili ağlar kurulmalıdır.

Böylece hizmetler bütüncül bir biçimde gelişir, tekrarlayan ve paralel çalışmaların da önüne geçilir.”

5. Düzen, Temizlik ve Düzgün Görünüm

Ayetullah Ârafi, ilim havzalarındaki düzen ve temizliğin önemini vurgulayarak şöyle dedi: “Okullarda, yemekhanelerde ve talebe yurtlarında temizlik, düzen ve intizam çok önemlidir.

Bu, lüks ve gösteriş anlamına gelmez; ama dağınıklık ve özensizlikten uzak durmak gerekir.

Ortamda, ne israf ve şatafat hissi, ne de bakımsızlık görüntüsü olmalıdır.”

Ayetullah Ârafi, bu konuda ideal dengeyi şöyle açıkladı: “Havza ortamı göz alıcı bir sadelikle, dini sistemin vakarına ve ciddiyetine yakışır bir görünüme sahip olmalıdır.”

6. İlim Havzalarının Değer ve İtibarını Koruma

Ayetullah Ârafi, havzanın itibarının ve manevî konumunun korunmasının temel bir ilke olduğunu vurguladı: “İlim Havzalarının konumu, yüzyıllardır dinin ve halkın hayatını koruyan bir mevzi olmuştur. Bugün de çağdaş dünyanın büyük mücadeleleri içinde bu kurumun omuzlarında çok ağır bir sorumluluk bulunmaktadır.”

Ardından şu uyarıda bulundu: “İlim Havzalarının şanı ve itibarı, yaptığımız tüm işlerin esas mihveri olmalıdır. Her hizmet, her plan, her proje, bu manevî ve ilmî konumu güçlendirmeye hizmet etmelidir.”

7. Eyaletlerde Kalite ve Nicelikte Yükselme

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ârafi, eyaletlerdeki gelişmelere işaret ederek şöyle dedi: “Yedi-sekiz yıl önce eyaletlerdeki resmî eğitim programları, üç-dört eyalette yedi-sekiz branşı geçmiyordu. Bugün ise 20’den fazla eyalette 100’ü aşkın resmî branş uygulanmaktadır.”

Ayetullah Ârafi devamla şöyle ekledi: “Ders-i Hâric (üst düzey ders) alanında da durum önceden farklıydı; yalnızca iki-üç eyalette geçmişi olan programlar vardı, diğer bölgelerde ya hiç yoktu ya da tanımlanmamıştı. Şimdi ise 15-20 eyalette resmî ders programları yürütülmekte ve biz, yüksek seviyeleri de geliştirmeye çalışıyoruz.”

İlim Havzaları Müdürü, okulların resmîleştirilmesine de değinerek şunları belirtti: “Birçok eyalette, resmî izni olmayan ya da geçici izinli 100’den fazla havza artık resmî izin aldı. Ayrıca araştırma merkezleri, bilimsel topluluklar, çeşitli çalışma grupları ve eyaletlerde uygulanacak onlarca yeni proje başlatıldı. Bu çalışmalar, çağdaş fıkıh alanından başlayarak birçok konuya yayıldı ve her eyalette somut uygulamalarını bulması gereken konuları kapsamaktadır.”

Akıllı Yetki Devri ve Kalite Denetimi

İlim Havzaları Yüksek Konseyi Üyesi Ayetullah Ârafi, talebe işleri ve tebliğ alanında sorumlulukların eyaletlere devredilmesine değinerek şöyle dedi: “Bizim talebimiz şudur: Bu yetki devri sırasında kaliteye dikkat edilmelidir.”

İlim Havzaları Müdürü vurguladı: “Eyaletler tasarımı, uygulamayı ve yürütmeyi yerinde yapabilmeli, merkezi birimlere çok az ihtiyaç duymalıdır. Bu, dikkatli ve akıllıca bir yönetim gerektirir. Bilimsel gruplar ve tez konularıyla ilgili çalışmalar da bu kapsamda planlanmıştır; bazı bölgelerde uygulanmış, diğer yerlerde ise uygulanacaktır.”

8. Talebelerin Hizmetlere Katılımı

Ayetullah Ârafi, talebelerin hizmetlerde aktif rol almasının önemini şöyle vurguladı: “Talebelerin hizmetlere katılımı çok önemlidir. Talebeler, katılım duygusuna sahip olmalıdır böylece yalnızca kendi eğitimlerinde değil, aynı zamanda topluma hizmette de etkin rol oynarlar.”

9. Kaliteli Kabul ve Seçim

İlim Havzaları Müdürü, öğrenci kabulünde kaliteye öncelik verilmesi gerektiğini belirterek şöyle dedi: “Kaliteli bir giriş, çıktı kalitesini doğrudan etkiler. Bu nedenle öğrenci alım ve kabul süreçlerinde özen ve akılcı bir yaklaşım sergilenmelidir.”

10. Talebelerin Konut Önceliği

Ayetullah Ârafi, talebelerin konut ihtiyacının öncelikli bir konu olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “Son ziyaretimizde, bu alanda öncü olan Erdebil’i inceledik. Milli Konut Projesi kapsamında hizmet merkezi destek sağlıyor ve Talebe İşleri birimi de katkıda bulunuyor. Erdebil, destek ve altyapı çalışmaları açısından neredeyse ülke genelinde ilk sıradadır; sahip olduğu sürdürülebilir kaynakları çok iyi kullanmaktadır.”

Ayetullah Ârafi devamla şunları söyledi: “Her ne kadar bizim kaynaklarımız sınırlı olsa da son dönemlerde ağırlıklı olarak konut için kredi verilmiştir. Buna rağmen, talebelerin ve hocaların konut ihtiyacı hâlâ çok fazladır.”

İlim Havzaları Müdürü şöyle ekledi: “Talebelerin eyaletlerdeki konut ihtiyaçları, mutlaka birinci öncelik olarak ele alınmalıdır.”

Tam Zamanlı Hocaların Desteklenmesi

Ayetullah Ârafi, tam zamanlı hocaların desteklenmesine değinerek şunları söyledi: “Her hocaya dört kaynaktan destek sağlanması hedefimizdir. Özellikle konut temini, programlarımızda öncelikli bir alan olmalıdır.”

Özet ve Gelecek Vizyonu

İlim Havzaları Müdürü, konuşmasını iki ana başlıkla toparladı:

              1.           İslam’daki hizmet sistemi: İlk bölümde, hizmetin ilkeleri ve felsefesi üzerinde durduk.

              2.           Talebe İşleri biriminin beklentileri: İkinci bölümde, birimin sorumlulukları ve beklentiler ele alındı.

Ayetullah Ârafi şöyle ekledi: “Sizler zaten bu görevleri yerine getiriyorsunuz ve ilerlemeye devam etmelisiniz.”

Ayrıca ikinci beş yıllık programın tamamlanmak üzere olduğunu belirterek şunları söyledi: “İnşallah, birinci programdan edindiğimiz deneyimle temel adımlarımızı daha sağlam atacağız.

Özellikle ‘Öncü ve Örnek Havza mesajında vurgulanan alanlarda, temel ve yapısal ilerlemeler sağlayacağız.”

Kapanış ve Teşekkür

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ârafi, konuşmasını teşekkür ve takdir mesajıyla bitirdi: “Buradaki varlığımın asıl amacı, siz değerli çalışma arkadaşlarıma teşekkür ve takdirimi iletmektir. Sizler, büyük gayret ve samimiyetle, ilim havzalarına ve dinî görevliliğe hizmet ediyorsunuz.”

İlim Havzalarının Beş Büyük Temel Misyonuİlim Havzalarının Beş Büyük Temel Misyonuİlim Havzalarının Beş Büyük Temel Misyonuİlim Havzalarının Beş Büyük Temel Misyonuİlim Havzalarının Beş Büyük Temel Misyonuİlim Havzalarının Beş Büyük Temel Misyonu

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha