Camiayı Müderrisin Kum Havzası Genel Kurulu Başkanı Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani, Havza Haber Ajansı muhabiriyle yaptığı röportajda şu ifadeleri kullandı:
“Rehberimiz, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ve Amerikalı tarafla müzakereyi akılsızca, mantıksız ve onursuz bir eylem olarak değerlendirdi ve bunun nedeninin, İran’ın 12. Cumhurbaşkanlığı dönemindeki müzakerelerde edindiği tecrübeler olduğunu belirtti.”
Camiayı Müderrisin Genel Kurulu Başkanı sözlerine şöyle devam etti:
“O dönemde, İran tarafı 5+1 müzakerelerinde iki yıl boyunca Amerikalı ve Avrupalı muhataplarına önemli tavizler verdi ki nükleer anlaşma (JCPOA) sonuçlansın. İran, tüm taahhütlerini eksiksiz yerine getirdi ve bu, uluslararası düzeyde de onaylandı. Ancak dönemin ABD Başkanı, bu anlaşmayı tek taraflı olarak yırttı. Şimdi ise Amerika, İran’ı geniş çaplı yaptırımlarla tehdit ederek ve nükleer silah geliştirdiği yönünde suçlamalarda bulunarak doğrudan müzakere talep ediyor. Rehberimiz, bu durumu akılsızca bir yaklaşım olarak değerlendirdi ve geçmişteki hataların tekrar edilmemesi gerektiğini vurguladı.”
Ayrıca, “Ahlaki ve kişisel olarak böylesine olumsuz özelliklere sahip ve insan haklarını ihlal eden, insanlığa karşı suçlar işlemiş bir kişiyle müzakere etmek kabul edilemez.” diyen Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani, şu ifadeleri kullandı:
“Çeşitli kaynaklara göre hiçbir ahlaki ve insani değere sahip olmayan, siyonist rejimle iş birliği yaparak çok sayıda suç işlemiş biri, müzakere masasına oturmaya asla layık değildir. Siyonist rejimi desteklemesi ve insani değerlere açıkça saygısızlık etmesi, kendisiyle herhangi bir müzakereyi imkânsız kılmaktadır.”
Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani sözlerine şöyle devam etti:
“Onun, İran’da önde gelen şahsiyetlere yönelik suikastlardaki rolü, özellikle de General Süleymani’nin şehadeti, bu kişiyle müzakere etmeme konusunda güçlü bir gerekçedir. Böyle bir şahısla herhangi bir müzakere, onun işlediği suçları onaylamak ve mağdurların haklarını görmezden gelmek anlamına gelir.”
ABD ile müzakere teklifine ilişkin olarak Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani şunları vurguladı:
“Amerika’nın, özellikle nükleer anlaşma (JCPOA) bağlamında, mutabakatları ihlal etme ve taahhütlerine sadık kalmama geçmişi, İran’a yönelik yıkıcı ekonomik sonuçlar doğurmuştur. Bu durum, ABD’nin iyi niyetine güvenilemeyeceğini açıkça göstermektedir.”
Amerika ile müzakere İran milletine daha fazla zarar verir
Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani sözlerine şöyle devam etti:
“General Süleymani, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelede önemli bir rol oynadı. Bu bağlamda, İran’ın ulusal kahramanını hedef alan bir ülke ile müzakere etmek akıllıca bir hareket midir? Kadim bir medeniyete ve köklü bir bağımsızlık tarihine sahip olan İran, ulusal egemenliğini ve onurunu korumak için büyük bedeller ödemiştir ve asla boş vaatler uğruna bağımsızlığını ve milli çıkarlarını tehlikeye atmaz.”
Son olarak, Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani şu ifadeleri kullandı:
“Amerikan tarihi, bu ülkenin defalarca anlaşmalardan caydığını ve kendi politikalarına boyun eğmeyen devletleri devirmeye çalıştığını göstermektedir. Dolayısıyla, ABD’nin düşmanca geçmişi ve taahhütlerine uymama eğilimi göz önüne alındığında, bu ülkeyle müzakere etmek İran halkına daha fazla zarar verecektir.”
Camiayı Müderrisin Kum Havzası Genel Kurulu Başkanı şöyle dedi:
“Rehberimizin Amerika ile müzakereyi reddeden son açıklamaları, böyle bir görüşmenin anlamsız ve kabul edilemez olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Kendileri, geçmişteki acı tecrübeler ve karşı tarafın kötü niyetini hatırlatarak, bu müzakerenin herhangi bir değer taşımadığını ve İran’ın ulusal çıkarlarına zarar vereceğini vurgulamışlardır. Rehberimiz, Trump ile her türlü müzakereyi reddederken, onun İran’ı zayıflatmaya yönelik düşmanca geçmişine de dikkat çekmiştir.”
Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani sözlerine şöyle devam etti:
“Emirü’l-Müminin (a.s) şöyle buyurur: ‘Düşmandan gelen dostluk teklifi, onun doğrudan karşı koyma gücünden yoksun olduğunu ve hile ile kandırmaya çalıştığını gösterir.’ Bu bakış açısıyla değerlendirildiğinde, siyonist rejim tarafından da İran İslam Cumhuriyeti’ni zayıflatmak için bir araç olarak görülen bu kişiyle müzakere etmek, ulusal çıkarlara zarar verecek tehlikeli bir adımdır.”
Amerika ile müzakere zarar getirir
Bu konuda açıklamalarını sürdüren Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani şu sözleri ekledi:
“Rehberimiz, Amerika ile herhangi bir anlaşmanın sonuçsuz kalacağını vurgulayarak, bu konuda milli birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekmişlerdir. Kendileri, Amerika ile müzakere etmeme konusundaki kararlılığı vurgulayarak, tüm yetkililerin bu konuda birlik içinde olması gerektiğini belirtmişlerdir. Bugün Amerika ile müzakere sadece zarar getirir ve müzakere edip etmemek arasında bir ikilem yaratmak, şehitlerin kanına ve sisteme haksızlık olur.”
Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani sözlerine şöyle devam etti:
“Rehberimiz, tüm vatanseverleri bu karara destek vermeye davet ederek, İran milletinden basiret ve uyanıklıkla bu milli mutabakata sahip çıkmalarını istemiştir. Cumhurbaşkanı ve diğer devlet yetkilileri, Yüce Rehber’in emirlerine ve ülkenin genel politikalarına uyarak, İran’ın bir numaralı düşmanı ile müzakere etmekten kaçınmalıdır. Amerika ile müzakere etmeme ve bu konuda ortak bir görüşe sahip olma durumu, ulusal birlik ve beraberliğin bir göstergesidir. Rehberimizin de belirttiği gibi, görkemli 22 Bahman yürüyüşü, milli bütünlüğün güçlü bir simgesi olacaktır.”
Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yüce Rehber’in son açıklamaları, İslam’ın yeminli düşmanlarına karşı milli birlik içinde olmanın ve Amerika ile her türlü müzakereye karşı çıkmanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Küresel istikbar, milleti Velâyet-i Fakih’ten ve sistemden uzaklaştırmak için büyük çaba sarf etmektedir. Bugün, müzakere konusunda çelişkili tutumlardan kaçınmak ve ulusal birliğe zarar verecek her türlü adımdan sakınmak zorunludur.”
Camiayı Müderrisin Genel Kurulu Başkanı Süleymani son olarak şunları söyledi:
“Rehberimiz, tüm yetkililerin yasalara uymasının ve düşmanla müzakere etmemesinin önemini vurgulamaktadır. Kendileri, ülkenin sorunlarının içeriden çözülmesi ve yerli imkanlara dayanılması gerektiğini belirterek, İran’ın son dönemde askeri ve bilimsel alanlarda kaydettiği ilerlemelere dikkat çekmişlerdir. Ayrıca, İran’ın nükleer silah elde etmeye çalıştığı yönündeki düşman iddialarını kesin bir dille reddetmiş ve bu iddiaların, ülkeye baskı yapmak ve onu zayıflatmak için kullanılan bir bahane olduğunu ifade etmişlerdir.”
Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Süleymani sözlerini şöyle tamamladı:
“Rehberimiz, ulusal çıkarlara zarar verecek hiçbir anlaşmanın kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, İran milletinden bilinçli ve uyanık bir şekilde milli birlik ve sistemin kararlarını desteklemelerini istemiştir. Bugün, bu yaklaşıma karşı çıkmak, şehitlerin kanına haksızlık etmek ve sisteme ihanet etmek anlamına gelir.”
yorumunuz