Hüccetü’l-İslam İhsan Esedi, Havza Haber Ajansı muhabiriyle Şiraz’da yaptığı söyleşide, İmam Seccad’ı (a.s) dini tebliğ için örnek bir şahsiyet olarak nitelendirerek, şu ifadeleri kullandı:
“İmam Seccad’ın (a.s) davranışları bizler için güzel bir modeldir. Bazen birkaç zorlukla karşılaştığımızda tebliğ ve halkı irşat etmekten vazgeçiyoruz. Oysa İmam Seccad (a.s), kendi dönemindeki tüm ahlaki bozulmalara rağmen asla tebliğden vazgeçmemiştir.”
İmam Seccad’ın (a.s) yaşadığı dönemin son derece farklı ve zorlu bir dönem olduğunu belirten Hüccetü’l-İslam Esedi, şöyle devam etti:
“İmam Seccad (a.s) imamet makamına ulaştığında yalnızca üç destekçisi vardı. Nitekim İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurur: ‘İmam Hüseyin’in (a.s) şehadetinden sonra halkın tamamı, üç kişi hariç irtidat etti.’ İmam Sadık’a (a.s) göre, İmam Seccad’ın (a.s) imametinin ilk döneminde ona bağlı kalan üç kişi; Ebu Halid Kabuli, Yahya bin Ümmü Tavîl ve Cübeyr bin Mut’im idi.”
O dönemde Medine’nin kültürel yapısının bozulduğuna ve şehrin müzik ve eğlencenin merkezi haline geldiğine dikkat çeken Esedi, şu çarpıcı olayı anlattı:
“Halk, müziğe ve eğlenceye o kadar düşkün hale gelmişti ki, dönemin halifesi ünlü bir kadın şarkıcıyı satın alıp Şam’a götürmek istediğinde, Medine halkı onun peşinden dışarı çıkıp ağlamıştı.”
Zerrin Deşt İlçesi Tebliğ ve Kültürel İşler Başkan Yardımcısı, İmam Seccad’ın (a.s) böylesine yozlaşmış bir ortamda talebe yetiştirmeye başladığını ve aslında İmam Bâkır’ın (a.s) ilim havzasının ana halkasını oluşturduğunu belirterek şunları söyledi:
“İmam Seccad (a.s), Zürare ve Eban bin Teğlib gibi büyük âlimlerin yetişmesi için yolu açmıştır. İslam İnkılabı Rehberi de bu konuda şöyle buyurmuştur: ‘İmam Seccad’ın (a.s) çabaları, İmam Bâkır’ın (a.s) çabalarından daha fazlaydı.’ İmam Seccad’ın (a.s) o kültürel ortamda sergilediği duruş, bizler için harika bir örnektir. Bazen birkaç sorunla karşılaştığımızda tebliğden ve halkı irşat etmekten vazgeçiyoruz. Oysa İmam Seccad (a.s), her türlü ahlaki çöküntüye rağmen asla tebliğ ve irşattan geri durmamıştır.”
İmam Seccad’ın (a.s) tebliğ metodunun Sahîfe-i Seccâdiye’de benzersiz olduğunu vurgulayan Hüccetü’l-İslam Esedi, şu ifadeleri kullandı:
“Halkın duygu yüklü bir ruh haline sahip olduğu, müziğe yöneldiği ve buna alıştığı bir dönemde, İmam Seccad (a.s) da dini öğretileri, dua ve münacat diliyle aktarmıştır. Dualarının çoğu, Allah ile konuşma ve yakarış içerir, O’ndan bir şey istemez. Bu, çok etkileyici bir yöntemdir. İmam’dan (a.s) 254 dua nakledilmiştir. Ayrıca İmam Seccad (a.s), böyle bir kültürel baskı ortamında dini tebliğ etmek için sorumluluğunu üstlendiği hutbelerde öğüt verme yöntemini de kullanmıştır.”
Hüccetü’l-İslam Esedi, İmam Zeynü’l-Abidin’in (a.s) ilmi, kültürel, siyasi ve ekonomik alanlardaki çabalarının son derece kapsamlı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“İmam’ın müminlere hitap şekli diğer İmamlar’dan farklıdır. Onun ifadeleri farklı bir üsluba sahiptir. İnsanları ‘Ey müminler’, ‘Ey insanlar’, ‘Ey Âdemoğlu’ gibi hitaplarla çağırarak sürekli yeni kadrolar yetiştirmiştir.”
Son olarak, İmam Seccad’ın (a.s) “Haklar Risalesi”nin bir züht (takva) manifestosu olduğunu belirten Hüccetü’l-İslam Esedi, şu ifadeleri kullandı:
“Sanılanın aksine, İmam Seccad (a.s) dünyadaki helal nimetlerden asla uzak durmamıştır. O, yalnızca gayrimeşru sosyal faaliyetlerle mücadele etmiştir.”
yorumunuz