Havza Haber Ajansı'ndan alınan bilgilere göre, Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Seyyid Hüseyin Hüseyni Kumî, Ramazan ayı vesilesiyle İsfahan'da İmam Rıza'nın (a.s) kız kardeşi olan Hazreti Zeynep (s.a) türbesinin yakınında düzenlenen "Bir Öğlen Baharı" özel programının ilk oturumunda, Allah yolunda infak etmenin önemine değinerek şöyle dedi: "İnfakla ilgili en fazla ayet, Bakara suresindedir. 254. ayette şöyle buyurulmaktadır: 'Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıklardan infak edin.'"
Hüccet-ül İslam Kumî maldan infak etmenin çok zor olduğunu belirterek, İmam Sadık'tan (a.s) bir rivayet aktardı: "Allah, kullarını mal vermekten daha zor bir imtihanla sınamamıştır."
Hüccet-ül İslam Hüseyni Kumî, farzların üç gruba ayrıldığını ifade etti. Bunlardan birinin bedenle ilgili farzlar olduğunu, örneğin namaz kılmak gibi; diğerinin ise hem beden hem de mali olan farzlar olduğunu, örneğin haccın maliyetinin olduğu gibi; üçüncüsünün ise sadece mali olduğunu ve bunun zor olduğunu, örneğin hums, kefâretler ve akrabalara yardım etme konularında olduğunu söyledi.
Hüccet-ül İslam Kumî devamında şöyle ekledi: "İnfakının kolaylaşması için Allah 'Size verdiğimiz rızıklardan infak edin' diye buyurur. Bakara suresi 267. ayetinde de 'Ey iman edenler! Kazandığınız güzel şeylerden infak edin.' diye buyurur.
Hüccet-ül İslam Kumî dini konularda inandırıcılığın önemli bir mesele olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: "Bazılarımız inanmıyoruz ve sadece Müslüman ismi taşıyoruz, düşünce yapımız Karunî bir düşüncedir. Karun mallarını kendi çabası ve bilgisiyle kazandığını söylüyordu."
Hüccet-ül İslam Kumî şöyle ekledi: "Eğer insan her şeyin Allah'a ait olduğuna inanırsa, bu işleri yapmak zor olmayacaktır. İnsanlara düşünme yetisi Allah tarafından verilmiştir ve eğer insan unutkanlık yaşarsa Allah'tan başka kim tedavi edebilir? Sağlık, hafıza, düşünce ve güç hepsi Allah'ın emanetleridir."
Hüccet-ül İslam Hüseyni Kumî, dünyadaki sınırlı fırsatların Allah ile ticaret yapmak için olduğunu vurgulayarak şöyle açıkladı: "Kıyamet gününde artık alışveriş yapmak mümkün olmayacaktır ve dünya bir ticaret yeridir. Kur'an-ı Kerim'de de 'Ey iman edenler! Sizleri acı bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi?' diye buyurur. Bu ticaret iki taraflıdır."
Hüccet-ül İslam Kumî devamında şöyle ekledi: "Peygamber Efendimiz'den (s.a.a) gelen bir hadiste 'Yeryüzündeki insanlara merhamet edin ki, gökteki de size merhamet etsin.' diye buyurur. Bu yol iki taraflıdır. Ramazan ayı istisnai bir fırsattır ve hatta bir ayetin okunması bir Kur'an hatmi sevabı kazandırır."
Hüccet-ül İslam Kumî Emirel Müminin (a.s) ve Hazreti Fatıma'nın (s.a) infaklarına ve "Hel etâ" ayetinin inişine değinerek şöyle dedi: "Peygamber Efendimiz (s.a.a) döneminde esirler hapiste tutulmuyordu, bunun yerine Müslümanların gözetimine veriliyordu. Ancak bazı durumlarda gözetmenin mali durumu iyi olmadığı için esirler Peygamber Efendimiz'in (s.a.a) ya da Emirel Müminin'in (a.s) kapısına giderdi. Hazreti Fatıma (s.a), esirin Müslümanlarla savaşmak amacıyla geldiği ve bazı Müslümanları şehit ettiğini bildiği halde, onların kapısına geldiğinde, iftarından ve çocuklarından fedakarlık ederek esire yemek verirdi."
yorumunuz