Cumartesi 15 Mart 2025 - 14:20
Ayetler Işığında Kadın ve Erkekler Arasındaki Eşitlik

Havza / Cemâtüzzehra öğretim üyesi, Kur'an ayetlerine göre kadın ve erkeklerin yaratılış kaynağı, kemale erişme, ödül alma, haklar ve yükümlülükler açısından birbirleriyle eşit olduğunu söyledi.

Cemâtüzzehra öğretim üyesi Ferzâne Hekimzâde, Havza Haber Ajansı'yla yaptığı bir konuşmada Kur'an-ı Kerim'de kadınlarla ilgili meselelerin üç açıdan ele alındığını belirtti. İlk bakış açısı, kadınların yaratılışı ile ilgili konulardır ve bu durum Nisa Sûresi'nin ilk ayetinde belirtilmiştir.

Kadın ve Erkeğin Eşit Yaratılışı

Hekimzâde devamında şunları söyledi: "Allah, bu ayette şöyle buyuruyor: 'Ey insanlar! Rabbinizden korkun; sizi tek bir nefisten yaratan ve ondan eşini var eden odur.'"
Cemâtüzzehra öğretim üyesi, bu ayetin erkek ve kadının aynı öz ve cevherden yaratıldığını ve ortak bir yaratılış kaynağına sahip olduklarını ifade ederek şöyle dedi: "Bazı Sünni ve Şii müfessirler, bu ayeti yorumlarken Havva'nın Adem'in sol kaburgasından yaratıldığını belirtmişlerdir; ancak Allame Tabatabai (r.a) bu yorumun yanlış olduğunu söylemiştir. Allame Tabatabai'ye (r.a) göre "min" ifadesi aynı kaynaktan yani Adem'in yaratıldığı topraktan Havva'nın da yaratıldığı anlamına gelmektedir."

Kemale ve Ödüle Eşit Erişim

Hekimzâde, erkek ve kadının yaratılış açısından eşit olduğunu, yani düşünce, akıl, irade, tercih, duygular ve konuşma yetisi gibi özelliklere sahip olduklarını belirterek şöyle dedi: "Bu ayetin tefsiri ve anlaşılması çok önemlidir. Çünkü kadınları insanlık kimliği açısından ele alırken, onların kemale erme ve gelişim aşamalarında erkeklerle eşit olduklarını ve en yüksek ilahi ödüllere ulaşabileceklerini bilmemiz gerekir. Eğer kadınlar ve erkekler farklı kaynaklardan yaratılsaydı bu konularda eşitliklerini kanıtlayamazdık."

Hekimzâde şöyle dedi: "Allah şeytana insan karşısında secde etmesini emrettiğinde şeytan 'Ben ateşten, insan ise topraktan yaratılmıştır; ateş topraktan üstündür, bu yüzden secde etmiyorum.' dedi. Bu durum, yaratılış kaynağının incelenmesinin önemini gösteriyor."

Hekimzâde kadın ve erkeğin akıl açısından farklılıklarına ilişkin olarak şunları söyledi: "Erkekler ve kadınlar arasında akıl açısından eşit veya farklıdır demek mümkün değildir; çünkü tüm insanlar arasında farklılıklar vardır ve cinsiyet burada bir faktör değildir. Akıl, insanın ruhsal özelliklerinin bir parçasıdır ve insanlar farklı şekilde yaratılmışlardır."

Cemâtüzzehra öğretim üyesi, insanların değer ölçüsünün kendilerine verilen sermaye ve nimetlerin ne kadar kullanıldığı ile ilgili olduğunu vurgulayarak şunları ekledi: "Kur'an'da insanların değer ölçüsü cinsiyet değildir. Hatta yetenekleri, kapasiteleri veya sahip oldukları haklar ve yükümlülükler de bu konuda etkili değildir. Tek değer ölçüsü takvadır."

Hekimzâde şöyle ekledi: "Allah, Tevbe Suresi'nin 97. ayetinde şöyle buyuruyor: 'Kim bir erkek veya kadın olarak salih bir iş yaparsa ve o mümin ise, elbette ona güzel bir hayat vereceğiz ve onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracağız.' Bu ayet, kim olursa olsun, salih bir iş yapan kişinin, mümin olduğu sürece dünyada güzel bir hayata ve ahirette ilahi mükafatlara ulaşacağını belirtir ve kadınla erkek arasında bir fark olmadığını vurgular."

Havza araştırmacısı şöyle dedi: "Allah, Al-i İmran Suresi'nin 195. ayetinde şöyle buyuruyor: 'Ben, sizden hiçbir çalışanın, ister erkek ister kadın olsun, amellerini zayi etmiyorum.' Ayrıca, Nisa Sûresi'nin 124. ayetinde de şöyle buyuruyor: 'Ve kim erkek veya kadın olarak salih ameller işlerse ve o mümin olursa, işte onlar cennete gireceklerdir ve onlara en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır.' Bu ayet, kadın ve erkeklerin yaptığı her türlü iyi işin karşılığını alacaklarını ifade eder."

Hekimzâde şöyle açıkladı: "Allame Tabatabai, Nisa Suresi'nin 124. ayetinin tefsirinde şöyle der: 'Cennete girmenin şartı sadece iman ve salih ameldir. Bazı milletler ve diğer dinler, kadınların hiç salih ameli olmadığını ve eğer olursa bile mükafat almayacaklarını düşünmüşlerdir. Yahudiler ve Hristiyanlar, kadınların Allah katında değersiz olduğunu söylemişlerdir. Bu ayet tüm bu yanlış düşünceleri reddeder.'"

Hekimzâde şöyle ekledi: "Bu ayette, 'onlara nıgır kadar dahi haksızlık yapılmayacaktır' ifadesi geçmektedir. 'Nıgır', hurma çekirdeğinin arkasındaki küçük çukur anlamına gelir. Bu benzetme, mükafat miktarında bile zerre kadar bir fark olmadığını vurgulamaktadır."

Haklar ve Yükümlülüklerde Eşitlik

Hekimzâde, hak ve yükümlülüklerin eşitliğini kadın ve erkek arasındaki eşitliğin diğer bir boyutu olarak değerlendirdi ve şunları söyledi: "Tüm insanlar hak ve yükümlülükler açısından farklıdır; çünkü özellikleri ve yetenekleri doğrultusunda hak ve yükümlülüklere sahiptirler. Bu durum, hem  kadın ve hem de erkekler için geçerlidir. Ancak genel bir bakış açısıyla haklar ve yükümlülükler eşittir; yani sahip oldukları haklarla orantılı olarak yükümlülükleri de vardır."

Cemâtüzzehra öğretim üyesi, haklar ve yükümlülüklerin iki taraflı bir madalyon olduğunu belirterek şunları ifade etti: "Haklar ve yükümlülüklerdeki eşitlik, tam ve mutlak adalettir. Eğer bir erkeğin ailede yönetim hakkı varsa, nafaka verme, barınma sağlama, ailenin ekonomik yönetimini üstlenme gibi ağır yükümlülükleri de vardır."

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha