Perşembe 11 Aralık 2025 - 23:44
Hz. Fatıma Zehra’nın (s.a.) Sessiz Liderlik Modelinin Çağdaş Söylemde Yeniden Okunması

Havza / Yönetim ve liderlik literatüründe “sessiz liderlik” kişinin doğrudan emirler vererek veya coşkulu sahnelerde görünür bir şekilde yer alarak değil merkezi rollerin benzersiz biçimde üstlenilmesi, içsel bir kültürün oluşturulması, etkili bireylerin yetiştirilmesi anlamına gelir. Hz. Fatıma Zehra (s.a.), Hz. Ali’nin (a.s.) evinde büyük bir hükümet örneği olacak küçük bir hükümeti yönetmekteydi. 

Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre Cemâdiyüssani ayının yirminci günü ve “Kadın ve Anne Haftası”nın başlayışıyla birlikte, ülkedeki bilim çevrelerinin ışıkları “müslüman kadının tam modeli” olarak Hz. Fatıma-i Zehra’nın (s.a.) merkezi rolü üzerine odaklanmıştır. 
Batı’daki yaygın söylemler “güç” ve “liderliği” kadınsılığı bastırmakta veya erkekleri taklit etmekte ararken; İslam âlimleri Peygamber’in (s.a.a.) Kevseri'nin yaşamını merkeze alarak “sessiz liderlik” teorisinden bahsederler. Bu model annelik huzurundaki derin etkililik, coşkulu bir savunmadaki gerçek mantığı ve toplumun inşasını örnek insanlar yetiştirmede birleştiren bir yapıdır. Bu rapor, bu teorinin tarihsel temelde incelenmesi ve günümüz toplumunun ihtiyaçlarıyla uyumunun değerlendirilmesidir. 

Yönetim ve liderlik literatüründe “sessiz liderlik” bireyin doğrudan emirler vermeksizin, canlı sahnelerde belirgin şekilde bulunmaksızın; ancak temel roller üstlenerek iç kültür oluşturarak, etkili insanları yetiştirerek ve değerleri akılcı biçimde savunarak toplumun yönünü belirlemesidir. Hz. Fatıma-i Zehra (s.a.), Hz. Ali’nin (a.s.) evinde, büyük bir devletin örneği olacak küçük bir devlet yönetiyordu. O yalnızca örnek bir eş ve anne değil; aynı zamanda Peygamber’den (s.a.a.) sonra Alevî düşünce sisteminin ilk öğretmeni ve davetçisiydi. İşte bu sessiz liderliktir: "Adalet temelli Alevî yönetiminin temellerini atan yumuşak bir düşünsel ve pratik sistemin kuruluşu."

Bu Sessiz Liderliğin Dört Temel Alanı:

1. Eğitsel liderlik ve eşsiz insan sermayesi oluşturma: Hz. Fatıma-i Zehra’nın (s.a.) en büyük başarısı, İslam toplumuna dört masum imamı (a.s.) yetiştirip sunmasıdır. Bu, İslam’ın ilk dönemlerindeki zorlu sosyal ve ekonomik şartlarda gerçekleşmiştir. Şeyh Müfid, el-İhtisas eserinde Hazret'in, çocuklarına doğrudan Kur’an ve dini öğretiler aktardığını vurgular. Bu rol liderliğin en temel düzeyi olan “örnek insanlar yetiştirme” düzeyidir. 

2. Ekonomik liderlik ve kaynak yönetimi: Onun ev ekonomisi yönetimi, yardımcısı Fizze ile adil iş bölümü ve gönüllü fakirlik içinde kanaat odaklı tüketim modeli, aile temelli bir ekonomi örneği sunar. Meşhur değirmen ve Hz. Zehra’nın nasır tutmuş elleri rivayeti (Bihar ül-Envar) ve gizlice yapılan sadakalar (örneğin yeni elbisesini bağışlama hikayesi), çalışkanlık, kanaat ve toplumsal sorumluluk bilincinin birleşimini gösterir. 

3. Siyasal-sosyal liderlik: Fedek Hutbesi kişisel bir mülkün savunması değil; medeniyet bildirisi ve politik bir süreçtir. Hz. Fatıma-i Zehra (s.a.), bu hutbede Kur’an’a, Muhacir ve Ensar’ın ortak aklına dayanarak velayet ve imamet esasını yeniden gündeme getirdi. Yönetim yolunun sapması konusunda uyarıda bulundu ve kendi hakkını ümmetin hakkının dirilişi için vesile yaptı. Bu duruş sessiz liderliğin kamusal alandaki zirvesidir: "Akılcı, cesur ve etkileyici bir savunma; tarihi çözümleyen ve geleceğe uyarı gönderen bir eylem."

4. Kültürel liderlik ve söylem inşası: Hz. Fatıma-i Zehra (s.a.) kahramanlık dolu sözleri, manevi münacatları ve günlük konuşmaları aracılığıyla Alevî kültürünü yaymış ve gerçek İslam tarihini kayda geçirmiştir. Bu rol günümüzde “akıllı medya çalışması ve söylem inşası”na denk düşmektedir. Fatimî model çağımızın yapay paradokslarına eşsiz bir cevaptır.

Ev hanımlığı ve toplumsallık arasındaki çelişki: Hz. Fatıma-i Zehra’nın (s.a.) yaşamı gösterir ki ev, bir kadının eğitsel, kültürel ve hatta siyasi cihadının merkezi olabilir. Onun etkisi evin içinden başlamış, Mescid-i Nebi’ye kadar yayılmıştır. 

Duygusallık ile akılcılık arasındaki karşıtlık: O “mümin akılcılığının” tam tezahürüydü. Gece münacatlarında sevgiyle doluydu ancak Fedek Hutbesi’nde öyle güçlü bir akılcı savunma sundu ki, dinleyenleri gözyaşına boğdu. 

Bağımsız kimlik ile ailevi rol arasındaki çatışma: Fatimî modelinde kadının kimliği, çatışma içinde değil; eşi ve annelik rolüyle tamamlayıcı etkileşim içinde yükselir. O “Fatıma”, “Müminlerin Emiri’nin eşi” ve “Haseneyn’in annesi” idi. Kur’an ayetlerinin öğreticisi ve yayıcısıydı ve her bir rol diğerini zayıflatmak yerine tamamladı. 

Hz. Fatıma-i Zehra’yı (s.a.) erişilmez bir efsane hâline getirmemeliyiz. O, uygulanabilir bir örnektir. Bu uygulamanın anahtarı onun yaşamındaki “sistemi" anlamaktır. Bir düzen ki, ibadet, ev işi, çocuk eğitimi, ilim öğrenmesi ve toplumsal faaliyetlerin tümü tek bir hedef; Allah’ın rızası ve dinin sürekliliği etrafında tanımlanmıştır.

Bu sistematik bakış bugünün kadın ve erkekleri için en büyük derstir. Hz. Fatıma-i Zehra’nın (s.a.) doğum günleri, onun yaşam tarzını “medeniyet perspektifinden yeniden okuma” fırsatıdır. 
Son zamanlarda ilmî kurumların Hz. Fatıma-i Zehra’nın (s.a.) hayatının stratejik boyutlarını incelemeye yönelmeleri, günümüz toplumunun ithal modellerden çıkış yapma ve “İslam ölçüsündeki kadın” anlayışını yerli bir model olarak benimseme ihtiyacını yansıtmaktadır. 

“Fatıma’nın Sessiz Liderlik Modeli” derin, sabırlı ve asil bir etki oluşturmaya çağrıdır.
Bu etki ailenin merkezinden başlar ancak dalgalarıyla tarihi ve medeniyeti dönüştürür. 

Merziye Sadat Haşimi Rad

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha