Salı 8 Nisan 2025 - 11:15
Baki'nin İhyası, Dinin Ötesinde Bir Talep

Havza / Hüccet-ül İslam Pehlevani, Baki Mezarlığı'nın ihyasının dinin ötesinde bir talep olduğunu ve bunun Müslümanların ortak mirasına saygı gösterme ve cehalet ile aşırıcılığa karşı durma isteği olduğunu söyledi.

Mişkat Cuma İmamı Hüccet-ül İslam Pehlevani, Kaşan'da Havza Haber Ajansı muhabiriyle yaptığı konuşmada, imamların mezarlarının yıkılışının yıl dönümüne atıfta bulunarak, Şevval'in altıncı gününün İslam tarihinin en acı günlerinden biri olduğunu, bu günün Peygamber'in (s.a.a) Ehlibeyti'nden dört imamın Baki Mezarlığında Vahhabiler tarafından yıkıldığı gün olduğunu ifade etti.

Mişkat Cuma İmamı, Baki'nin yıkım olayının sadece kültürel bir yıkım eylemi olmadığını, aynı zamanda milyonlarca Müslümanın kutsallarına açık bir hakaret olduğunu belirtti. Baki mezarlığını tarih ve iman sembolü olarak değerlendiren Hüccet-ül İslam Pehlevani, Baki Mezarlığı'nın Medine'deki en eski İslam mezarlıklardan biri olduğunu ve burada çok sayıda sahabe, tabiin, büyük İslami şahsiyetler ve en önemlisi dört masum imamın (a.s) ve Peygamber'in (s.a.a) eşleri, Peygamber'in amcası Abbas ve İmam Ali'nin (a.s) annesi Fatıma binti Esed'in de defnedildiğini hatırlattı. Yüzyıllar boyunca bu kutsal mezarların üzerinde yapılan yapılar, ziyaretçiler tarafından saygı görmüş ve Müslümanların Ehlibeyt'e (a.s) olan sevgisinin bir işareti olmuştur.

Hüccet-ül İslam Pehlevani, yıkımın sebepleri ve gerekçeleri hakkında bilgi vererek, 1344 Hicri Kameri (1926 Miladi) yılında Vahhabilerin Hicaz'a hakim olmasının ardından Abdulaziz Al-i Suud'un emriyle ve Vahhabi alimlerinin fetvasıyla Ehl-i Beyt'in (a.s) mezarları üzerindeki tüm yapılar ile diğer mezarların Baki'de yıkıldığını belirtti.

Hüccet-ül İslam Pehlevani, Vahhabilerin katı ve dogmatik inançlarıyla mezar yapımını ve ziyaretini "şirk" olarak kabul ettiklerini ve bunu tevhidle çelişkili gördüklerini ifade ederken, çoğu Sünni ve Şii Müslümanın, mezar ziyaretini müstehap ve Peygamber'in (s.a.a) sünneti olarak değerlendirdiğini vurguladı.

Mişkat Cuma İmamı, Baki'nin yıkımının İslam dünyasında yarattığı tepkilere de değinerek, Baki mezarlarının yıkımının İslam dünyasında geniş tepkilerle karşılandığını, Şii alimlerinin farklı ülkelerde bu eylemi kınayan bildiriler yayınladığını, ilahiyat okullarının, taklit mercilerinin ve aydın Müslümanların bu eylemi sadece dini cehaletten değil, aynı zamanda İslami kimliği tahrif etme ve Ehlibeyt tarihini silme çabası olarak değerlendirdiğini belirtti.


Mişkat Cuma İmamı, Müslümanların Baki'ye karşı sorumluluklarına dikkat çekerek, Baki'yi anımsamanın sadece duygusal bir eylem olmadığını, aynı zamanda tarihi ve kültürel bir görev olduğunu vurguladı. Bir asır geçmesine rağmen bu yerin neden yeniden inşa edilmediği ve dünya toplumunun böyle bir yıkıma neden sessiz kaldığı üzerine düşünülmesi gerektiğini ifade etti.

Hüccet-ül İslam Pehlevani, Baki'nin ihyasının dinin ötesinde bir talep olduğunu ve bu talebin Müslümanların ortak mirasına saygı gösterme ve cehalet ile aşırıcılığa karşı durma isteği olduğunu belirterek, imamların Baki'deki mezarlarının yıkımının İslam tarihine bir yara açtığını ve bu yaranın hala iyileşmediğini ifade etti.

Mişkat Cuma İmamı, Baki yeniden inşa edilmediği ve Ehlibeyt'in mezarları yeniden saygıyla inşa edilmediği sürece bu talebin devam edeceğini vurgulayarak, Baki'nin anısının Ehlibeyt'in mazlumiyetini ve tarihin uyanık vicdanını hatırlattığını söyledi.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha