Salı 27 Mayıs 2025 - 18:57
Mehdî İnancı Sömürgeciliğin Yenilgisinin Anahtarıdır

Havza / Mehdî inancıyla bağlantılı olan “intizar (bekleyiş) kültürü”, bireylere günlük yaşamlarında olumlu değişimler peşinde olmaları gerektiğini hatırlatır.

Havza Haber Ajansı’nın haberine göre, Mehdî inancı -yani İmam Mehdî’nin (Allah zuhurunu çabuklaştırsın) evrensel kurtarıcı olarak zuhur edeceğine dair inanç- sadece bir dinî inanç değil; aynı zamanda insanlığı yozlaşmadan koruyan bir caydırıcı güç olarak kabul edilir.

Bu inanç, toplumun değer ve ahlâk anlayışının oluşmasında etkili bir unsur olabilir ve insanları ahlâksızlık ve fesada düşmekten kurtarabilir.

Aşağıda bu konunun farklı boyutlarını analiz edeceğiz:

Kurtarıcının zuhuruna olan inanç insanlara yakın bir gelecekte adalet ve huzur dolu bir dönemin geleceğine dair umut verir. Bu umut, insanların karşılaştıkları sorunlar ve zorluklar karşısında direnç göstermelerini sağlayan bir itici güç olabilir.

Birçok insanın umutsuzluk ve karamsarlık yaşadığı durumlarda Hz. Mehdî’nin (a.f) geleceğine olan inanç onların hem kendi durumlarını hem de toplumlarını iyileştirmek için çaba göstermelerine motivasyon sağlar.

Yaşayan bir imamın varlığına olan inanç, ahlâkî ve insani değerlerin yaygınlaşmasına katkıda bulunur. Bu inanç bireyleri iyi davranışlara yönlendirir ve yozlaşmadan uzak durmaya teşvik eder.

Adalet, dürüstlük ve iş birliği gibi ilkelere yapılan vurgu sayesinde Mehdî inancı, toplumdaki ahlâkî yozlaşmanın azalmasına yardımcı olabilir.

Bu durum özellikle ahlâkî ve toplumsal krizlerle karşı karşıya olan modern toplumlarda daha da büyük bir önem taşır.

Toplumda bütünlük ve dayanışmanın oluşması da İmam’ın (a.f) zuhuruna olan inancın diğer sonuçlarındandır.

İnsanlar ortak bir hedefe yani kurtarıcının zuhuruna inandıklarında aralarında daha fazla aidiyet duygusu ve iş birliği oluşur. Bu dayanışma, toplumsal umutsuzluk ve birbirinin kaderine kayıtsızlık karşısında bir kalkan görevi görebilir.

Mehdî inancı, bozulmuş siyasi ve sosyal sistemlere meydan okur. Bu inanç, insanlara eninde sonunda adaletin ve hakikatin galip geleceğini hatırlatır ve bu da zulüm ve yozlaşmaya karşı caydırıcı bir güç olarak işlev görebilir.

Bu bakış açısıyla bireyler eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmeye teşvik edilir.

Mehdî inancıyla iç içe geçmiş olan “intizar (bekleyiş) kültürü”, bireylere günlük yaşamlarında olumlu değişimlerin peşinde olmaları gerektiğini hatırlatır. Bu kültür, insanlara kurtarıcının zuhurunu beklemeleri gerektiğini öğretir; ancak bu bekleyiş tembellik ve eylemsizlik anlamına gelmemelidir.

Aksine bu bekleyiş; toplumu ve bireysel yaşamı olumlu yönde dönüştürmek için sürekli çaba göstermeyi ifade etmelidir.

Sonuç olarak dünya Müslümanları, bu ortak inancı birlik ve kalplerin yakınlaşması vesilesi haline getirirlerse hiçbir sömürgeci güç onlara egemen olamaz. Tarihin farklı dönemlerinde edinilen tecrübelerin paylaşımıyla düşmanlara karşı kolaylıkla her türlü gücün üstesinden gelebilirler.

İmam Zaman’ın zuhuruna duyulan umut, Müslümanları bu zuhurun zeminini hazırlamaya teşvik eder. Her Şii Müslüman, bu insanlık saadeti kervanı için sadık kimseler kazanmaya ve her geçen gün İslam’ın insanı inşa eden öğretilerini yayarak insanları bu kurtuluş yoluna yönlendirmekle sorumludur.

– Meryem Felahi

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha